Yetkili ağızdan uzayı fethetme yarışında bizim de olduğumuza dair sözlerini duyunca çocuklar gibi sevindim.

Mutluluktan neredeyse kanat takıp uçacağım…

Ömrümüz ABD ve Rusya'nın (Sovyetler Birliği) ayı fethetme yarışındaki müthiş atakları ile ilgili gelişmeleri hayranlıkla, biraz da kıskançlıkla izlemekle geçtiğinden, ''bu yarışta biz de varız'' türünden açıklamalar karşısında insanın zil takıp oynayası geliyor.

Arif'in uzay macerasını konu alan filmi izlerken bile az mı heyecanlandık.

Her sahnesinde kahkahalarla güldüğümüz filmi izlerken ayın gizemini sonlandıracak bir yolculukta ülkemizin de önemli bir rol oynamasının hayalini kurmadık mı?

Bu tür gelişmeler, gençlik yıllarını, dönemin teknik mucizesi olan radyo, pikap ve teypten müzik dinleyerek geçirmekle yetinmek zorunda kalan eski kuşakları daha çok heyecanlandırıyor.

Jules Verne'nin 100 yılı aşkın bir süre önce yazdığı ''Aya Seyahat'' romanı, şimdilerde uzay çağının mucizelerine ayak uydurmaya çalışan ak saçlılarda ''Vay canına. Bu nasıl bir hayal gücü?'' dedirten şaşkınlık yaratmıyor mu?

Şimdilerde alış-veriş merkezlerinde, alt-üst geçitlerde, metro duraklarının giriş ve çıkışında ve daha birçok yerde karşımıza çıkan yürüyen merdivenler bile şaşkına çevirirdi görenleri…

Alışması zor olmuştu.

Daha çok çocuklar kullanırdı yürüyen merdivenleri.

Büyükler düşme korkusuyla pek tercih etmez, katları merdivenle tırmanmayı tercih ederdi.

Televizyonun henüz gelmediği o dönemlerde, İzmir Caddesi'nde bulunan bir mağaza, vitrinine yerleştirdiği siyah-beyaz televizyon sayesinde müşteri çekmeye çalışır, kapalı devre yayında kendini görmek isteyenler defalarca mağazanın önünden geçerdi.

O dönemler çok gerilerde kaldı.

Uzay çağı teknolojisi her gün yeni mucizelere imza atıyor.

Akıl almaz buluşlarla, keşiflerle tüm dünyayı şaşırtmaya devam ediyor.

Bizim memlekette de doğrusu mucizelere alıştık artık.

Aya gidecek aşamaya gelemedik ama, en az o kadar taktir toplamaya yetecek mucizelere imza atacak noktaya ulaştık.

Asgari ücretle ay sonunu getirebilecek başarıyı dünya aleme gösterdik.

Amerika'nın, Rusya'nın hiçbir zaman beceremeyeceğini yapıp, en gelişmiş uzay aracının bile yetişemeyeceği hızla doların TL karşısındaki değerini aşağı çektik.

Aynı hızı alış-veriş merkezlerindeki mağazalarda, bakkal, kasap, meyve reyonlarında, akla gelebilecek hemen her üründe gerçekleştirdik.

Hem de rekorlar kitabına girebilecek bir süratle…

Aya gidecek tekniğe ulaşamadık ama,

Sürat konusunda cümle aleme nal toplattık.