Hatırlar mısınız bir reklam spotu vardı tv kanallarında: “Anneler evin her şeyi” diye… Annelerin böyle bir reklama hiç ihtiyacı yok aslında. Anlıyorsunuz ki, ‘Anneler Günü’ yakın. Düşündüm de anneleri en güzel anlatan bir reklam spotu yine de.Atatürk’ün dediği gibi:“Dünya üzerinde gördüğümüz her şeyi yaratanlar”dır onlar.Ne var ki, bir gün yetmez annelerimize. Onlar bütün ömürlerini evlerine harcadıkları için, bütün günlerimizin hep anneli olmasından yana not düşmek istedim gene…

Annem kızlarına,sık sık şöyle derdi :“Siz beni anne olunca anlayacaksınız. Bir evlat nasıl yetişiyor, ne emeklerle büyütülüyor göreceksiniz”…Gördük. Çocuklarımız oldu; mutlu olduk. Büyüdükçe, onların bizim gibi düşünüp, yaşama bizim gibi bakmadıklarını da öğrendik.Gene annemin sıkça yinelediği bir sözü geçti usumdan:“Çocuğu ben doğurdum ama gönlünü ben doğurmadım ki !”

“Cennet anaların ayakları altındadır” buyurmuş Peygamberimiz.Ne yazıktır ki; analarını ayaklar altına alan evlatlar da var.Gene ne yazıktır ki, evlatlarını ayaklar altına aldıranları da söylemek gerekiyor.Bugüne kadar izlenimim şu: Kerhen kutlamışız bu günü. Hediye vermek, çiçekler alıp, çoluk çocuk / torun torbalarla ziyaret edip sevgi saygı sunmak yarışıymış o günler. Çünkü değişen toplumda, her günümüzün anneli olduğu yılların önemini, değerini yitirip gitmişiz…

*

Analarla ilgili belleğimde hemen çağrışan atasözleriyle de meramımı iyi anlatacağımı düşündüm :

· Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz

· Ağlarsa anam ağlar gayrısı yalan ağlar

· Kuzguna yavrusu anka görünür

· Analık kadının en büyük onurudur

· Ana başta taç imiş, bir evlat pir olsa da anaya muhtaç imiş

Bir açılım deyişi var : Analar ağlamasın ! Ama hâlâ analar da ağlıyor, anamız da ağlıyor…

Kadın zayıftır, anne güçlüdür…

En güzel kitap ve öğretmen anne kalbidir…

Ana kuzusu olalım elbet, ama kuzu gibi de olmayalım…

İkisi de evlat ama; babasının oğlu, anasının kızı derler hep…

*

Kadına şiddetin, dayağın, baskının, cinayetlerin, onları toplumdan dışlamanın, iş yaşamından ve sosyal hayattan kopartılmasının amaçlandığı yoğun bir süreçteyiz. Bize çağdaş uygarlık hedefinden saptığımızı gösteren pek çok emareler de var…

Bu durumda en acı olan ne biliyor musunuz? Kadın vekillerimizin, kadın örgütlerimizin, kadın kurum ve kuruluş yönetimlerinin yeterince duyarlı olmamaları ve tepkisizliğidir. Erkek egemen bir toplumda bir ölçüde anlaşılabilir bu; ancak bugün gelinen noktada toplumun çivisinin çıktığını söylemekten dolayı da utanç duyuyorum…

Kuşkusuz hiçbir şeyin yapılmadığını söylemiyorum. Yetersizliklerden ve uygulamalardan yakınıyorum. Bu çağda, kadınlarımıza(analarımıza) reva görülen söylem,eylem ve girişimlerden dolayı üzüntü duyduğumdan da kuşkunuz olmasın…

*

Sadede geldim gelmesine de; anneleri yeterince anlatabildim mi? Sanmıyorum…

Daha iyi anlamak için evlenme programlarını izlemenizi salık veriyorum: İzleyelim ki; bu toplumda kadınlarımıza ne kadar önem ve değer veriyoruz, görelim…

Evlatlara ise bir öğüdüm var : Her gününüz anneli olsun. Anneler Günü’nde annelerimiz hep mutlu olsun.Bana gelince ben bugün de annemle olamıyorum. Ama onu gönlümde, yüreğimde yaşatarak saklıyorum.Bütün annelere sevgi ve saygı sunuyorum…