İnsanlar günlük olarak yaşadıkları çevre, işleri ya da yolculuklarındaki tehlike olasılıklarını değerlendirirler. Risk değerlendirmesi işlenen suçlar, kaza ve doğal ya da teknik olan afetlerden algılanan tehlikeyi de kapsar. Algılanan risk kişi, yer ve zamana göre değişim gösterir.
Bazı kişiler aşırı derecede risk alma eğilimindedir bazıları ise aşırı derecede riskten kaçınırlar. Birinci grup riskli davranışları en azından mesire etkinliği olarak göze alırken, diğer gruptakiler en düşük düzeydeki riskleri bile sorun edinirler . Söz konusu eğilimler ruhsal yapı, kültür, örgün eğitim, yaşam deneyimleri vb ile biçimlenir.
Kimi kişiler meslekleri kimileri de mesire etkinlikleri nedeniyle risk alma yaşantısındadır. Bu davranışın karşısında ise risk almaktan bütünüyle kaçınma eğilimi vardır. Risk algılama riskle ilgili bilgilerimizin dışında birçok etkenden etkilenir. Kısacası ihmal edilebilir riskleri gereğinden fazla abartan ihmal edilemeyecek riskleri ise hafife alan davranış karşıtlıkları yaygındır. Ayrıca farklı riskler karşısında bu tutumlar farklı olabilmektedir.
Risk algılama çok boyutludur. Algılanan riskler kişiye, yere ve zamana göre değişir. Gerçek risk değişmez ancak algılama değişir. Başta psikolojik nedenler olmak üzere birçok etmen hatalı algılama sonucu çok kesin uygulama zorunluluklarına bile uyulmaması sonucuna yol açabilir.
Risk algılama oldukça karmaşık bir konudur. Kişiler genellikle ihmal edilebilir bazı riskleri aşırı derecede algılarken bazı yüksek riskleri olduğundan daha az derecede algılayabilirler. Bu durum 'risk algılama analizlerinin' gelişmesine yol açmıştır.
Toplumsal ve bireysel risk algılama özellikleri politik kararlar, davranış değişikliklerini hedefleyen eğitim çalışmaları için önem taşıdığından bu tip çalışmalar giderek yaygınlaşmaktadır.
Risk değerlendirmesi yetkili makam ve kuruluşlar açısından önemli rol oynamakta birçok mevzuat hükmü söz konusu değerlendirme sonuçlarına dayandırılmaktadır. Bu nedenle de risk algılama analizlerine ağırlık verilmektedir. Aslında bu tip çalışmaların ve değerlendirmelerin kaynağını 1950'li ve 60'lı yıllarda satın alma kararını belirleyen faktörleri değerlendirmeye yönelik çalışmalar oluşturmuştur, genellikle pazarlama çalışmalarına dayanmaktadır. Ancak klasik kitaplarda bu gibi değerlendirmelerde politik ve ekonomik açıdan maliyeti yüksek olan risklere ağırlık verilmesinde yakınılmaktadır.