Önceki yazılarımızda dünya genelinde koronavirüs salgınına karşı kullanılan mücadele yöntemleri ve bu yöntemlerin ülkelerin siyasal ve ekonomik yapıları ile ilişkisi üzerinde durduk...
Bu yöntemlerin 'izolasyon yöntemi', 'yaygın ve erken tanı yöntemi' ve 'sürü bağışıklığı yöntemi' olarak tanımladık...
Bugünkü yazımızda Türkiye'nin koronavirüs mücadelesinde kullandığı yöntemlere bakacağız...
Türkiye'nin koronavirüs salgınına karşı kullandığı yöntem yerine yöntemler diyoruz; çünkü, salgının ortaya çıktığı 10 Mart 2020 tarihinden itibaren farklı yöntemler çoğu zaman iç içe kullanılmıştır...
Bu değişimleri anlayabilmek için tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi ekonomik ve toplumsal yapıya bakmak gerekmektedir.
***
Salgın, Türkiye'yi ekonomik olarak sıkıntılı bir ortamda yakalamıştır...
Mart ayı itibariyle bu sıkıntılar nelerdi, bir göz atalım:
Şubat ayı sonunda bankalardaki batık krediler yüzde 47 artışla tavan yapmıştı...
Şubat 2020 verilerine göre kredi anlamında takibe düşen sektörlerin başında imalat sanayii gelmekteydi. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla sektördeki batık kredi oranı yüzde 43 artışla 29 milyar TL'ye ulaşmıştı...
İkinci sırada Toptan ve Perakende Ticaret, Motorlu Araçlar Servis Hizmetleri sektörü yer alıyordu. Bu sektörde takipteki kredi miktarı 2020'nin Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32 oranında artmış ve 25 milyar 64 milyon TL'ye yükselmişti...
Üçüncü sırada inşaat sektörü vardı. Sektörün takipteki kredi oranı son bir yılda yüzde 72 artış göstererek 13 milyar 826 milyon TL'den 23 milyar 841 milyon TL olmuştu.
Dördüncü sıradaki sektör enerji sektörüydü . Bu sektörde son bir yılda takipteki kredi miktarı yüzde 112 artışla 6 milyar 489 milyon liradan 13 milyar 749 milyon liraya çıkmıştı.
Beşinci sıradaki sektör ise turizmdi... 2019 Şubat döneminde turizm sektöründe takipteki kredi miktarı 3 milyar 920 milyon TL iken arada geçen bir yılda bu oran yüzde 121 artışla 8 milyar 658 milyon lira olarak gerçekleşmişti.
Unutmayalım ki, Ocak-Aralık 2019 döneminde Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, sadece bireysel kredisi, sadece kredi kartı ile hem bireysel kredisi hem de kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe giren kişi sayısı ise 1 milyon 755 bin kişiyi aşmış...
Bütçe, Ocak-Nisan döneminde 72,8 milyar TL açık vermişti.
***
Tek başına bu veriler bile koronavirüs salgını Türkiye'den içeri girdiğinde ekonominin nasıl zor bir durumla karşı karşıya bulunduğunu göstermektedir...
Tabloyu daha netleştirmek için Türkiye'nin 2020 yılında ödemesi gereken dış borç miktarının 170 milyar dolar olduğunu...
Aynı dönemde Türkiye'den hızlı bir döviz çıkışının yaşandığını ve bu çıkışın Merkez Bankası rezervlerini günden güne eriterek döviz fiyatlarını istikrarsız hale getirdiğini de sözlerimize ekleyelim...
Bu koşullarda turizm gibi 30 milyar doların üzerinde gelir getiren bir sektörün durma noktasına gelmesi ve ihracat pazarlarının koronavirüs salgını dolayısıyla daralması ekonomik ufku iyice karartmaktaydı.
***
Haziran ayına gelindiğinde Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda tarafından yapılan, koronavirüsün Türkiye ekonomisi üzerindeki muhtemel etkilerine ilişkin bir çalışma yayınlandı...
Çalışmada, 'herhangi bir önlem alınmadığı takdirde' koronavirüs nedeniyle ekonomi yüzde 27 küçüleceği, TL cinsinden yüzde 30.5 değer kaybedeceği tahmini yapılmaktaydı.
(Devam edecek)
NOT: 2 Eylül tarihli yazımızın ikinci paragrafında 'Bugün, salgının dünyaya yayılmasının üzerinden altı aydan fazla bir süre geçtikten sonra, gelişmelere baktığımızda en başarılı yöntemin Çin'de uygulanan 'sürü bağışıklığı' yöntemi olduğunu görüyoruz' ifadesi yer almıştır. Cümlede 'sürü bağışıklığı' ifadesi 'izolasyon yöntemi' yerine sehvenkullanılmıştır. Her ne kadar yazının bütününden bu kullanımın bir dalgınlıktan kaynaklandığı anlaşılıyorsa da bu dikkatsizlikten ötürü özür diler, bizi uyaran dikkatli okurumuza teşekkür ederiz. E.G.