Önceki yazılarımızda koronavirüs salgınına karşı dünyada uygulanan mücadele yöntemlerini ele almış ve belli başlı üç yöntemden en başarılı olanın Çin'in uyguladığı 'izolasyon' yöntemi olduğunu...

Bu yöntem sayesinde Çin'de devletin etkin koruma önlemlerini alabildiğini...

Bu arada salgının ekonomik yükünü de üstlendiğini belirtmiştik.

***

'Sürü bağışıklığı' yöntemini uygulayan ülkelerde ise ekonominin 'dümeni' küresel çapta faaliyet gösteren dev tröstlerin elinde bulunduğu ve izlenen liberal politikalar sonucu kamu sektörü zayıfladığı için etkin bir mücadele yürütülememiştir...

Örneğin İtalya'da bu yöntemin izlenmesinin en önemli nedeni, özel bankaların mali yapılarının zayıflığıydı... Salgın öncesinde Avrupa'da en yüksek 'batık kredi' oranına sahip bankalar, İtalyan bankalarıydı...

'İzolasyon' yönteminin uygulanması ve ekonominin geçici olarak da olsa durması durumunda batık kredilerin hacmi üstesinden gelinemeyecek kadar büyüyecek, bu durumun yol açtığı olumsuz sonuçlar çok miktarda İtalyan tahvilini ellerinde bulunduran İspanya, Fransa ve Portekiz bankalarını da etkileyecekti.

***

Piyasa ekonomisi uygulayan ülkelerde krizlerin gelir dengesini bozucu etkiler yaptığı bilinen bir gerçektir. Nitekim, koronavirüsün yarattığı ekonomik sarsıntı sırasında çalışan kesimler büyük zararlar görürken dünyanın en zenginleri sıralamasında ilk sıraları alan ünlü işadamları servetlerini ortalama yüzde 10 oranında artırmışlardır...

Mevzuat Çalışmaları Enstitüsü'nün (IPS) yaptığı bir araştırmaya göre, dünyanın en zengin kişisi olan Amazon şirketinin kurucusu ve CEO''su Bezos, salgın sürecinde servetini 25 milyar dolar artırmış, sahip olduğu Amazon hisseleri yüzde 31 oranında değer kazanmıştır...

Elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın CEO'su Elon Musk'ın serveti yüzde 10 artarken, sahip olduğu Tesla hisseleri de 2020 başından bu yana yüzde 73 oranında değer kazanmıştır...

Buna karşılık, ABD'de Temmuz ayında yaklaşık bir milyon 200 bin kişi daha işsizlik yardımı için başvurmuş, işsizlik oranı yüzde 10,2 olarak açıklanmıştır...

İngiltere'de işsiz sayısı bir milyon 350 bine ulaşmıştır. Bu rakamın yıl sonuna kadar iki buçuk milyona yükselmesi beklenmektedir...

27 üyeli Avrupa Birliği'nde işsizlerin sayısı Haziran'da 15 milyonu geçmiş bulunmaktadır.

***

Dünya'da, koronavirüsün en sık rastlandığı ülkeler arasında yer alan Amerika, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin, gelir eşitsizliğinde dünya sıralamasında en üst sıralarda yer alması tesadüf değildir...

Bu konuda bir araştırma yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Onur Özdemir, bu konuda şunları söylemektedir:

'Her ne kadar küresel hasıladan önemli bir pay elde etmiş olsalar da, büyüme sürecine bağlı mevcut kaynakların dağılımında adaletsizliği artıracak dinamikleri de büyük oranda tetikleyerek bu sonuca ulaşmış görülüyorlar. Ayrıca bu durum sadece hanehalkı temelinde ölçülen gelir eşitsizliği düzeylerindeki artış da yaşanmıyor. Üretim birimleri açısından fonksiyonel gelir dağılımı çıktılarında da emek kesiminin oluşan toplam gelirden daha az pay aldığı görülüyor. Bu nedenle, gelir dağılımda yaşanan artan düzeyli adaletsizliğin etkilerini pandemi sürecinde vaka sayıları üzerinden bir kez daha analiz edebiliriz'.

***

Kısacası... Koronavirüs salgını, yarattığı ekonomik durgunluk ve sorunlar nedeniyle dünya ekonomisini sarsarken, uygulanan ekonomik politikalar açısından bir tür 'test kiti' görevi görmüştür...

1980'li yıllardan bu yana neo-liberal politikalar uygulayan ülkeler bu ciddi sınav karşısında sınıfta kalmışlardır...

Ekonomisi kamu sektörü ağırlıklı olan ve 'kalkınmacı' politikalar izlemeye devam eden Çin ise salgın başlar başlamaz bütçeden 1,5 milyar dolar kaynak ayırmış, 10 günde 2600 yataklı iki tam teşekküllü hastane ve on dört sahra hastanesi oluşturmuş, yaklaşık 1.4 milyar insana gıda yardımı yapmış, fiyatları kontrol altına almış, ordu ve parti teşkilatları aracılığıyla tüm kamu kurumlarını ve 90 milyon insanı salgına karşı mücadeleye sevk etmiş, böylece hem ekonomisini kısa sürede toparlamak hem de salgını kontrol altına almak açısından iyi bir sınav vermiştir...

Hiç kuşkusuz koronavirüs salgını ve onun yol açtığı ekononik etkiler, önümüzdeki dönemde çok tartışılacak ve neo-liberal ekonomik politikaların geniş çapta sorgulanmasına yol açacaktır.

(Devam edecek)