“Dindar Gençlik Projesi” kavramının kendisi bile “Potansiyel çatışmaya” işaret ediyor. Farklı dinlere ve mezheplere bağlı milyonlarca insanın yaşadığı 85 milyonluk Türkiye’de bütün gençliği “Dindar Gençlik” şemsiyesi altında toplamak olanaksız olduğuna göre, bu kavram kendi karşıtlarını da kaçınılmaz biçimde yaratacaktır. Eğer iktidar, “Dindar Gençlik” projesiyle oluşturulacak olası gençlik grubunun dinamizmine dayanmak, bu yolla kalıcılaşmak ve 2023’te bunu istiyorsa bu çaba boşuna bir çaba olduğu gibi, sonuçsuz kalmaya mahkum bir macera girişimidir…
*
Bu yasayla birlikte binlerce yeni öğretmene gereksinim var, bu kadar öğretmen nereden bulunacak sorusu da yanıtını bulmaya başladı. 90 bini aşkın imam ve çalışanıyla, on binlerce camide hizmet veren Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim’i yeniden düzenleyen 4+4+4 yasasıyla birlikte ek görevler üstlenmiş gibi görünüyor. Anlaşılan o ki, Milli Eğitim’e yeni dönemde gerekecek din öğretmeni kadroları Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan “Yatay geçiş” yoluyla sağlanacak. Bunu akla getiren ilk prototip uygu-lamalara Çaycuma’da tanık olduk…
*
Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliğinin açıklamalarından öğrendik ki; “Kutlu Doğum Haftası” etkinlikleri kapsamında yönetmeliklere ve Valilik talimatlarına aykırı olarak, izinsiz biçimde, bir türlü oldu bittiyle Diyanet İşleri’nin bayan ve erkek görevlileri okullarda sınıflara girdiler, konuşmalar yaptılar, hediyeler dağıttılar.Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliği, Diyanet İşleri görevlilerinin bu faaliyetinin yönetmeliklere ve bilimsel-laik eğitim ilkelerine aykırı olduğu uyarısında bulundu ama karşı saldırıların da hedefi haline geldi…
*
Haklı ve yerinde bir uyarıya tahammül bile gösteremeyen anlayış bizi kaygılandırıyor ama bilimsel eğitim zemininden uzaklaşmaya dönük açık bir çaba içinde olan dinci-jakoben anlayış daha çok kaygılandırıyor.“İleri demokrasi” denen şey yoksa “Tahammülsüzlüğün” diğer adı mıdır?
*
33 Günlük Bursa dinlencemde, şimdiye kadar dikkatimi çekmeye  bir konuya tanık oldum. Başbakanın 3-5 çocuk dileği gerçek oluyor. En fazlası 18’ini geçmeyen bir kuşak yetişiyor: İki ve ikiz çocuklu çocuk denilecek yaşta gelinlerle dolu AVM koridorları. Bir diğer özellik ise her birinin tesettürlü, bandanalı saçları arkadan topüzluzlu gelincikler bunlar. Bunu anlamakta zorlanıyor insan...
*
Diyanet işlerine, kasabalarda Müftülere soruyorum sorumu: Bu örtünme ve biçimi neyi temsil ediyor? Bu konuda aydınlanmak istiyorum. Sütunuma koyacağım verilecek yanıtı.İktidarın başı“herkes  özgür derken, hiç kimseye bu alanda baskımız yoktur” dese de, bu sözde kalıyor.Gazetelerde, görsel medya kanallarında yoğunlaşan baskıyı görmemek için kör olmak gerekiyor…