Bir ucu Dışkapı, bir ucu Çankaya…

Bir ucu Cebeci, öteki ucu Bahçelievler…

Yıllar öncesinde kalmış bir tanım…

Ankara'nın bugünlerine fersah fersah uzak kalmış bir özetleme…

O sınırlar çok aşıldı…

Ankara turunu tamamlamak için iki, üç vasıta değiştirmek yetmiyor artık…

Ulus, Sıhhıye, Kızılay, Kavaklıdere, Dörtyol, Cebeci Beşevler, Bahçeli en bilinenler…

Ya bilinmeyenler…

Şose, Dutluk, Kasalar, Hıdırlıktepe, Dodurga, Şaşmaz, Telsizler, Hacı Kadın'ı doğma büyüme kaç Ankaralı bilir…

Bağlum, Piyangotepe, İskitler, Saime Kadın'a kaç Ankaralı'nın yolu düşmüştür.

Saymakla bitmez…

Başkent'in yüzü çok değişti…

Saman Pazarı'ndan Çayyolu'na, Tuzluçayır'dan Ümitköy'e, Demirlibahçe'den Gölbaşı'na, özetle dört bir yana uzanan kilometrelerce karelik alana yayılan Ankara her geçen gün çok daha modern bir görünüme kavuşuyor.

Öyle bir çırpıda Ankara'yı turlamak,

Ankara'nın kentsel yapısı, görünümü hakkında bilgi sahibi olmak mazide kaldı…

Daha, bunun Beypazarı, Kızılcahamam'ı, Balası, Ayaş'ı var…

Eski görünümlerinden çok farklı…

Çok daha güzel,

Çok daha çekici,

Çok daha modern…

Başkent için yapılan klasik ''düzenli'' tanımı geçerliliğini koruyor yine…

Ama, biraz eksik kalıyor.

''Düzenli ve güzel'' tanımlaması daha doğru olur kanımızca…

Yeni oluşan semtleri, cadde ve bulvarları, modern yapıları, yeşil alanları, park ve bahçeleriyle Ankara, kaçılacak değil, kavuşulacak bir kent olma yolunda mesafe alıyor.

Eksikleri, olumsuz yönleri yok mudur peki.

Dört dörtlük bir kent midir Ankara?

Elbette ki hayır.

Bazı alt yapı eksiklikleri bugün de kendini göstermektedir.

Ancak, yapılanlar, yapılacakların teminatı olarak görülmektedir….

Modernleşme yolunda atılan her adım, Ankara'yı gelişmiş batı ülkelerinin modern başkentlerinin bulunduğu noktaya yaklaştırırken ''taşra'' imajından da uzaklaştıracaktır.

Çağdaşlaşma yolunda atılan adımlar bu özlemin güvencesi oluyor.