Eski kuşaklar kadar sıklıkla olmasa da genç neslin de zaman zaman kullandığı bir sözdür:

“Komşu komşunun külüne muhtaçtır’’

Şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş dayanışma ve yardımlaşma gibi erdemli davranışların önemini vurgular.

Eskiden insanlar küçük bir şey için bile komşularına ihtiyaç duyarlardı.

Elektrik kesildiğinde mum, yemek zamanı ekmek, sürpriz misafire ikram amaçlı ödünç kahve için komşu kapısı çalmamış kaç kişi vardır?

Teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüzde çok şey değişti.

Komşuluk ilişkilerinin alışılagelmişi “kapı’’ tıklatmaları da o gelişim sürecinde giderek azaldı. Sonunda komşular arası gidiş-gelişler gibi o da tarihe karıştı.

Komşular arası ev gezmeleri, yerini rastlaşmalarda belli belirsiz selamlaşmaya bıraktı.

Modernleşme doludizgin giderken beşeri ilişkiler o tempoya ayak uyduramadı.

Dostlukların arasına “aman ha’’ soğukluğu girdi.

Mustafa amcalar, Neriman teyzeler, abiler, ablalar o soğuklukta buz kesti.

Akşamın bir vaktinde kapı zillerinin çalması, ardından da “biz geldik’’ yollu hasret kokan bağırışlar yok oldu…

Kıymeti bilinmedi…

Komşuluk tarih oldu…