2-3 yerden maaş alanlar bütçeye yük değil. Uçağın inmediği havaalanı, araç geçmeyen köprüler, otoyollar için üç beş müteahhide garantili rant transferi bütçeye yük değil. Makam araçları, koruma orduları, gösteriş ve ağırlama giderleri sorun değil de emeklinin üçbeş kuruşu yük öyle mi? Ülkenin yer altı ve yerüstü kaynaklarını har vurup harman savurmak, liyakatsiz kadroların beceriksizliklerinin ağır faturasını ödemek durumunda kalmak dert değil ama yıllarca çalışıp da emekli olanlara verilecek zam Türkiye’yi batırıyor öyle mi?
İşte bu iddianıza kargalar bile güler.
Mesele, bütçe üzerindeki yük değil, mesele bölüşümde tercihin hangi yönde kullanıldığıdır. AKP iktidarının da tercihi açlık sınırında yaşayan milyonlarca emekli değildir. Gelir ve servet üzerindeki vergi yükü hafifletilirken ücretlilerin ödediği vergi artıyorsa, müteşebbislerin milli gelirden aldığı pay artarken ücretlilerinki düşüyorsa mesele kaynak değil tercihtir.
Son birkaç yıldır bir gelenek oluştu; o da padişahlık ruhuna uygun olarak bahşetmek, lütufta bulunmak. Önce TÜİK rakamları açıklıyor, sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, lütufta bulunup üzerine birkaç puan daha ekliyor. Ama öyle de olsa böyle de olsa çalışanların hele de emeklilerin sefaleti değişmiyor.
Bildiğiniz üzere işçi ve Bağkur emeklilerinin aylıklarına enflasyondan kaynaklı yüzde 37,57'lik zam yapılması kesinleşmişti. Ama yerel seçim öncesinde bu orandaki zammın ortaya çıkarabileceği tepkilerden ve bunun da oy kaybına neden olmasından çekinildiği için ilave bir zam gündeme geldi. O da Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı. Yüzde 5. Topluyorsun, çarpıyorsun, hepi topu yüzde 42,6. Bu artış oranı kök maaşlara uygulanacak. Dolayısıyla birçok emekli artış yapılmış olsa bile mevcut maaşının üzerine çıkamayacak. En düşük emekli maaşı da 10 bin liraya çıkarıldı ki, bu da bir müjde havasında verildi. 
Toplamda yüzde 42,6’lık bir artıştan söz edilse de ustaca yaratılan bir illüzyondan söz edebiliriz. Herkes yüzde 42,6’lık artıştan faydalanamayacak. Çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik'in yaptığı hesaplamaya göre kök aylığı 7 bin 13 TL ve altında olan emekliler yüzde 42,6 değil yüzde 33,3 oranında zam alacak. Kök aylığı 7 bin 200 lira olan emeklilerin aylığı yüzde 36,9 artışla 10 bin 267 lira, 7 bin 300 lira olanların aylığı yüzde 40,7 artışla 10 bin 552 liraya çıkacak. Sadece mevcut emekli maaşı 7 bin 500 liranın üzerinde olanlar yüzde 42,6 zam alabilecek.
Bu ülke adına utanç mı, trajedi mi desem bilemiyorum ama Aziz Çelik’in aktardığı şu bilgi karşısında insan dehşete düşüyor. Çelik, “Eğer 10 bin liraya tamamlama işlemi olmasa şu anda en düşük emekli aylığı 4 bin 500 - 5 bin lira civarında" diyor.
Milyonlarca emeklinin maaşı 14 bin 431 lira olan açlık sınırı ve 17 bin 2 TL'ye çıkarılan asgari ücretin altında. Ve bizler bu kahrolası gerçeklik içinde varlık yokluk mücadelesi verirken, ölüme mahkum edilmişken 2024 yılının emekliler yılı ilan edildiği müjdeleniyor. 
Hissiyatımızı anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor azizim.