Son yazımızda BRICS’in Ocak ayındaki genişleme süreci sonrasında dünyanın dokuz büyük petrol üreticisi ülkesinden yedisini (ABD ve Kanada haricindekilerin tümü) topluluğun çatısı altında birleştirdiğini ve Dünya petrolünün yüzde 44’ünün topluluk üyesi ülkeler tarafından üretilir hale geldiğini söylemiş; bu ülkelerin kendi aralarında yaptıkları petrol ticaretinde dolar yerine milli paralarını kullanmaya başladıklarını sözlerimize eklemiştik...

Burada bir noktayı da hatırlatalım: 2000 yılında Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in Irak’ın başta petrol olmak üzere diğer devletlerle yaptığı bütün ticari anlaşmalarda para birimi olarak avroyu kullanacağını açıklaması üzerine doların dünya piyasalarındaki etkisinin kırılma tehlikesi doğmuş ve bu durum 2001 yılında ABD’nin Irak’ı işgalinin gerçek nedenlerinden birini oluşturmuştu...

Günümüzde BRICS’in bu yönde attığı adımlara Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ABD’ye bağımlı en büyük petrol üreticisi ülkeler de katılırken ABD’nin bu durumu çaresizlik içinde izlemek zorunda kalması, dünyanın geçirdiği değişim ve gittiği yönü göstermesi açısından son derece önemlidir.

***

Halen dünyanın en önemli petrol üreticisi ülkelerinden biri Rusya’dır...

Rusya, yakın zamana kadar Avrupa’nın, özellikle de Almanya’nın en önemli petrol sağlayıcısı konumundaydı. Satın aldığı petrol ve doğalgazın parasını avro olarak ödeyen Almanya’nın Rus petrol ve doğalgazına giderek daha bağımlı hale gelmesi, buna bağlı olarak avronun güçlenerek uluslararası piyasalarda doların tahtını tehdit etmesi, ABD’nin bu kez de Rusya’ya karşı harekete geçmesine neden olmuştu...

ABD’nin Rusya’nın Avrupa’ya gönderdiği petrol ve doğalgaz boru hattının geçtiği Ukrayna’yı Rusya’ya karşı tahrik ederek savaşa yol açması, Ardından ABD kaynaklı bir sabotajla Almanya’ya deniz yoluyla enerji nakledecek Kuzey Boru hattının inşa sürecini durdurması ve bunun yerine Almanya’ya kendi pahalı doğalgazını dolar karşılığı satması kuşkusuz bir tesadüf değildi...

Bu operasyonlar sonucu, bir ara ABD’nin güdümünden çıkarak bir Avrupa ordusu kurma noktasına kadar gelmiş bulunan Almanya günümüzde yine ABD’nin pahalı petrolüne muhtaç hale gelmiş ve bu ülke  liderliğinde bir Avrupa ordusu kurulma projesi rafa kaldırılmıştır.

***

Ukrayna savaşının ardından Rusya’ya ekonomik yaptırımların uygulanması ABD’nin kendi egemenliğini sarsacak ülkelere karşı yürüttüğü mücadelenin bir başka parçasıydı. Ancak bu planlar Avrupa’nın Rus doğalgazına bağımlılığını ortadan kaldıramadığı gibi Rusya’nın kendisine yaptırım uygulayan ülkelere doğalgaz ve petrolü ruble karşılığında satma kararı almasıyla ABD’nin kaldırdığı taş kendi ayağına düşmüştür...

Rusya, bunun yanı sıra  BRICS çerçevesi içinde Batı’ya satamadığı petrolü Çin’e satmaya başlamış, bu durum iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirirken doların saltanatını daha da sarsmıştır...

Son olarak Suudi Arabistan ve BAE’nin de BRICS’e katılmasıyla durum ABD açısından daha da vahim bir hal almıştır. Geçtiğimiz günlerde Çin, Suudi Arabistan’dan aldığı petrolün parasını kendi parası olan yuan ile ödeme konusunda Suudilerle bir anlaşma imzalamıştır. 

***

Bütün bu gelişmelerin Türkiye ile yakından ilişkisi vardır...

Enerji ihtiyacının ancak yüzde 25’ini kendi kaynaklarından sağlayabilen Türkiye, enerji açığının büyük bir bölümünü (yüzde 55) Rus petrol ve doğal gazı ithal ederek karşılamaktadır...

Mavi Akım ve Türk-Akım boru hatlarının faaliyete geçmesi ile Türkiye Rus doğalgazının Avrupa’ya nakledilmesinde en önemli kavşak noktası haline gelmiş bulunmaktadır. Ayrıca Rusya’nın Karadeniz üzerinden sıcak denizlere açılan kapısı olan boğazlar da Türkiye’nin denetimi altındadır.

***

Rusya’nın yanı sıra Çin’in Türkiye’nin dış ticaretindeki önemi de giderek artmaktadır... Dış ticaret istatistiklerine göre 2023 yılının Ocak-Ekim arasında Türkiye’nin ithalatında en büyük pay sahibi Çin’dir. Bu dönemde Çin'den yapılan ithalat 38 milyar 156 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 37 milyar 937 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 23 milyar 796 milyon dolar ile Almanya, 17 milyar 707 milyon dolar ile İsviçre, 13 milyar 87 milyon dolar ile ABD izlemiştir...

Türkiye’nin ihracatında en büyük payı halen Almanya ve ABD alsa da, ABD’nin uyguladığı yaptırımlar ve Gümrük Birliğinin yarattığı dezavantajlar nedeniyle yaptığı ihracattan elde etmesi gereken kazancı sağlayamamaktadır.

(Devam edecek)