Bilindiği gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 8 Haziran'da yeni bir 'imar affı' süreci başlattı. Bütçeye para lazım malum… İlgi de yoğun imar affına. Açıklanan veriler onu gösteriyor. 2 milyon 614 bin 570 başvuruya ulaşılmış.

İmar affı ile ilgili başvuru sayısına sevindik! Sevincimizin üzerine Beyoğlu'nda kaçak olarak yapılmış iskansız ve de üzerine yıllar içerisinde ekler yapılmış binanın yerle bir olması kabusu çöktü! Saniyelerle binada yaşayan insanlar dışarı çıkartıldı…

Gerçi çok sürmez biz bunu da unuturuz diğer unuttuklarımız gibi…

TMMOB'a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası'na göre; ister eksik belgeli, isterse tümüyle kaçak olsun yapılar af kapsamı içerisine alındı… Yani 12-13 milyon konut bu kapsamda. Devletin kazancı ise 'Yapı Kayıt Belgesi' vererek konutlardan aldığı yüzde3-5 arası bedel…

Gerek bütçe açığını kapatmak için, gerekse gerçekten mağdur vatandaşlar için çıkartılan imar affının bir diğer yüzü de doğal ve arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilen yapılar.

İnşaat Mühendisleri Odası, işin bu kısmı ile ilgili tespitini şöyle dile getiriyor:

'Uzun Göl ve Ayder Yaylası'nda bulunan birçok yapı kaçak olarak üretilmiş ve korunmuşlardır. 31.10.2018 tarihine kadar af için talepte bulunulması kayıt altına alındığına göre, bu süre içinde yeni kaçak yapıların yapı stokuna ilave edilmeyeceğinin bir garantisi de yoktur… Kamu arazisini işgal ederek kaçak yapı yapanlar ödüllendiriliyor!'

İmar aflarından sonra kaçak yapı üretiminin arttığını da savunuyor İnşaat Mühendisleri Odası. Çünkü, 'Nasıl olsa af çıkar' yaklaşımı karşılık bulmuş bugüne kadar…

İnşaat Mühendisleri Odası Yönetimi, yapı stokunun önemli bir bölümünün de deprem tehlikesi olan bölgelerde yer aldığına dikkat çekerken, yapıların deprem güvenliklerinin yapı sahibinin kendi beyanına bırakılması yanlışına vurgu yapıyor.

Çok değil içinde bulunduğumuz Temmuz ayının başında yapı denetimleri ile ilgili olarak TMMOB'a bağlı Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) bir uyarıda bulundu.

Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği'nde değişiklik yapılarak yapı denetiminde yetki sınırının 120 bin m2'den 180 bin m2'ye çıkarıldığına dikkat çekti EMO. Yetki sınırının artırılmasına karşı TMMOB itirazda bulundu. Danıştay 6. Dairesi itiraz üzerine ilgili maddeyi iptal etti. Ancak Danıştay kararının ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın itirazını değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da Bakanlığın temyiz işlemini kabul etti…

EMO'ya göre; söz konusu karar ile yapı denetim sistemi, etkin, sağlıklı, güvenilir ve kaliteli işlemeyeceği gibi, mühendislerin denetleme yapması olanaksız hale gelecek. Çünkü bir elektrik mühendisinin 180 bin m2'lik alanı denetlemesi pratikte mümkün olamayacak. Söz konusu alanın denetimi için en az 3 mühendis olmalı. Yani bundan sonrasında denetimler sadece kağıt üzerinde kalacak.

Marmara ve Düzce depremlerinin sonuçları yetmedi, Konya'da Zümrüt Apartmanı'nın çöküşü 92 kişinin ölümü yetmedi. Şimdi de Beyoğlu'ndaki bina… Üstelik ölen de olmadı ki. Daha çabuk unuturuz…