Erhan Ertürk başkanlığındaki yönetim, 2021 Kasım'ında göreve geldiğinde ilk iş olarak Kürek Federasyonunun gelişimi, başarısı ve ülke çapında yaygınlaşması için hazırladıkları planları uygulama kararı aldılar.
Bir yıllık süreç içinde önemli adımlar atarak planlarını kısa, orta ve uzun vadeli olmak üzere üç kategoride hayata geçirmeye başladılar. Bu projelerin ana başlıkları; kürek sporunun ve sporcularının gelişimi ve başarısı, uluslararası arenada Türkiye'nin en iyi şekilde temsili ve kurumsal yapıda sürdürülebilir değişiklik, tesisleşme ile yaygınlaştırılması şeklindeydi.
Sporcuların gelişimi konusunda yapılan çalışmalar kısa bir sürede meyvelerini verirken, elde edilen başarılar, gerçekten Kürek Federasyonu tarihine altın harflerle yazıldı. 2022 yılında 15 altın, 11 gümüş ve 5 bronz olmak üzere toplamda 31 madalya alındı. Milli sporcularımız; 3 Avrupa Şampiyonluğu, bir Balkan Şampiyonluğu, 2 Dünya ikinciliği, bir Avrupa İkinciliği, bir Dünya üçüncülüğü ve bir Avrupa üçüncülüğü elde ettiler. İlklerin yaşandığı 2022'de milli kürekçi Elis Özbay, en zor kategorilerden birisi olan Hafif Kilo Tek Çifte kategorisinde 23 yaş altı Avrupa Şampiyonluğuna uzanırken, yine aynı yaş kategorisinde Dünya ikinciliğini de ülkemize kazandırdı.
Diğer ekiplerin de aldığı başarılar hesaplandığında, uluslararası yarışlara katılan kürekçilerin derece alma oranı, diğer yıllara göre %60'a yükseltildi. Bu durum, kürek sporunun gelişimini gösteren önemli bir gösterge. Ve bu da yönetimin kendine koyduğu en büyük hedef olan Olimpiyatlarda en az 7 sporcu ile katılım sağlanması ve ülkemize bu branşta bir olimpiyat madalyası kazandırılmasının gerçekleştirilmesi için son derece güçlü bir işaret olarak göründü.
Başarılarını sürdürülebilir kılmak için, bu branşın ülke çapında yaygınlaşmasını sağlamak, daha fazla sporcu yetiştirmek için 'Kürek her yerde' projesi hayata geçirildi. Bu proje ile de yeni parkurlar ve tesisler oluşturma, tüm illerdeki yetenekli kürek sporcularını keşfetme ve federasyonların olmazsa olması kulüp sayılarının artırılması olmak üzere 3 ana başlıkta çalışmalara start verildi.
Daha önce sadece 4 ilde düzenlenen yurtiçi yarışmaları, 14 farklı ilde gerçekleştirildi. Edirne Meriç Nehrinde uluslararası standartlara uygun olarak inşa edilen parkur ile 2024 yılında U23 Avrupa Şampiyonasına ev sahipliği yapmaya hak kazanıldı.
Türkiye Kürek Federasyonunun kurumsal yapısında da ciddi değişikliğe gidildi. Norm kadro yapısı düzenlendi. Yeni logo ve kurumsal bir kimlik çalışması tamamlanarak Federasyon marka değerini ortaya çıkarma süreci başlatıldı. Bu gelişmelerle Kürek Federasyonu, Sanmar Denizcilik ile yaptığı iş birliği ile tarihinin ilk resmi ana sponsorluk anlaşmasına imza attı. Mevzuattaki eksikler süratle tamamlandı, yeni oluşturulan kurullar daha işlevsel hale getirildi. Çeşitli illerin yöneticileri ve belediye başkanlarının desteğini alarak, faaliyetler eksiksiz olarak yerine getirilirken; araç, tekne, bot ve çadır gibi alımlar gerçekleştirilerek federasyonun envanteri de geliştirildi.
Benim en çok önem verdiğim olay da altyapı faaliyetlerine gösterilen titizlik oldu. Elde edilen başarılar irdelendiğinde bu durum apaçık görülmektedir. Zaten başarının sürdürülebilir olmasının yolunun da altyapıdan geçtiği yadsınamaz.
Dile kolay tam 44 yıldır takip ettiğim amatör branşlar içinde bu kadar kısa sürede işlerin bu derecede yola koyulmasının ardında yatan gerçekleri tecrübelerime dayanarak şöyle sıralayabilirim.
Öncelikle işin başında olan kişinin bu branştan gelmesi, bu sporu yapması ve çeşitli kademelerinde görevde olması ki Federasyon başkanı Erhan Ertürk de tam böyle bir isim. İki dönem görev yaptığım Merkez Danışma Kurulu üyeliğim sırasında ve TSYD Asbaşkanlığım nedeniyle federasyon başkanları seçimlerinde oy kullanırken ilk ve tek önceliğim, başkan adaylarının sporun içinden gelmesiydi.
Yine her ne kadar Başkan ve yönetimin, bu sporun içinden gelmiş olsa dahi, onları yönlendirecek ve mevzuat, organizasyon, eğitim gibi konularda yol gösterecek, devlet yönetimiyle köprü kuracak, tecrübeli ve donanımlı bir genel sekretere gereksinim vardır. Bütün bu özellikleri taşıyan Rahman Emeksiz'in Genel Sekreterlik görevinde olması Kürek camiası için bir şanstır.
Ayrıca yıllardır, Federasyonlarda bir Medya ve İletişim Sorumlusu gerekliliği konusunu bakanlar, genel müdürler ve federasyon başkanlarına anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Bu birimin önemini de kavrayan federasyonları da özellikle takdir ediyorum. Kürek Federasyonunda, akademik kariyeri olan ve kalemi kadar iletişim yeteneği güçlü olan Taner Taşmurat'ın da bu kısa sürede ve medyanın içinde bulunduğu sıkıntılara rağmen görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini de büyük bir memnuniyetle görüyorum.
Projeleri hazırlamak kadar yürütecek ekibi oluşturmak da son derece önemlidir. Bunu başaran ve başarının ayak seslerini herkese duyuran Kürek Federasyonu başkanı ve yönetimi, inanıyorum ki altyapıda sağladıkları bu gelişimin yararlarını en kısa sürede büyükler kategorisine de göreceklerdir.