Durum kötü… Mustafa Dalcı da kanayan yaraya merhem olamadı. O da tıpkı Taşkın Aksoy gibi 3'te (0) çekti. Tablo o kadar umutsuz ki söz konusu Gençlerbirliği olduğunda sevgili meslektaşım Umut Çevik kadar iyimserliği üst düzeye vardıran ben bile bu kadar kötümsersem gerisini düşünmeyin bile.

Oynanan 15 maçta sadece 1 galibiyet ve 4 beraberlikle gelen 7 puanla kırmızı-siyahlılar, sıralamadaki 18'ciliği haftalardır kimseye kaptırmıyor! 13 maçtır galibiyete hasretlik sürüyor. Son 8 haftadır da sadece 1 puan alınabildi.

Puanların 5'ini ilk 5 haftada görev yapan Metin Diyadin, diğer 2'sini de altyapı antrenörü Medet Coşkun aldırdı. Bu iki hocanın görev aldığı dönemlerde oynanan futbol gerçekten farklıydı. Bir kere teslimiyetçi zihniyet kimse de yoktu. Aynı gençler sahada mücadele ediyordu ama oyun anlayışları farklıydı, açıklarını daha çok mücadele ederek kapatmaya çalışıyorlardı. Sanki hocalarına daha çok inanıyorlardı.

Bodrum karşısında erken gelen gol, tüm ümitleri bir anda silip süpürmüş gibiydi. Ben gençleri ilk kez bu kadar silik bir oyunda gördüm. Düşünün bir takım ilk isabetli şutunu ancak 55.dakikada buluyorsa, tüm istatistiklerde yerlerde sürünüyorsa bırakın puanı- golü, hezimet yaşamadıklarına dua etmek gerekir.

Şimdi ilk yarının bitimine 3 hafta kala Gençlerbirliği'nin biraz olsun ümitlenebilmesi, transfer tahtasının açılmasının anlam kazanabilmesi için içerde oynayacağı 2 maçtan en kötü ihtimalle 4 puan alması gerekir. Bu gençlere sistem değişikliği için baskı yapmayı da bırakın… Diyadin ve Coşkun hocalarından alıştıkları ve puan kazandıkları, bildikleri oyuna dönsünler. Yoksa ara transferde takımın tamamını bile değiştirseniz, kurtuluş için ancak mucize gerekecek.

………….

Şimdi gelelim bu takım neden bu durumlara düştü, 'sorumluları kimler' olayına… Tarihi başarılarla dolu, Cumhuriyetimizle yaşıt, Başkent'in önemli değerlerinden bir olan Koca Çınar Gençlerbirliği'ni bu hale getirenler;

  • Sahip çıkmayıp da her yapılan olumlu girişimlere şiddetle karşı çıkanlar,
  • Elini taşın altına koymayı akıllarının ucundan geçirmedikleri halde başlarını bu yola koyanlara acımasızca saldıranlar,
  • Sürekli eleştirerek, iyilik yapmaya çalışanları da canından bezdirenler,
  • Ankara Milletvekili kartvizitiyle kasım kasım kasılıp da bırakın yardıma koşmayı, bir maçına dahi gitmeye tenezzül etmeyen siyasiler,
  • Başkent halkının oylarıyla seçilip de kentlerinin değerine gram yararı dokunmayan Belediye Başkanları, başına Ankara ismini koyup da kılını dahi kıpırdatmayan tüm sivil toplum kuruluşları,
  • Kulüp lehine olabilecek her teşebbüsü, her kararı mahkemeye taşıyıp, yönetimin elini ayağını bağlayanlar,
  • 'Sattırmam da sattırmam' hezeyanlarıyla dolaşıp, kulübün kuruşunu yedirmem sevdasına kendini kaptırıp da 3 kuruşluk aidatını ödemekten kaçınanlar,
  • Altyapı antrenörlerinin 1 milyon euro değer biçtiği için hakarete maruz kaldıkları Arda Güler'in transferinden 400 bin euro o da 2 taksitle alınırken, İrfan Can Kahveci'nin Başakşehir'e transferinde bir sonrası için alınacak yüzde 20'lik payın yazılı olduğu sözleşme buharlaşıp uçarken sessiz kalıp olayları içine sindirirken, cebinden 5060 milyon harcayıp kulübü icra kapılarından kurtaran, geçen yıl mütevazi kadrosuyla ligde tutan Başkan Niyazi Akdaş'ı transfer yasağını kaldırmak için yaptığı çalışmalara başka anlamlar yükleyenler,
  • Rahmetli İlhan Abinin borçsuz ve kasasında 7080 milyon para bıraktığı takımı, kasası farelerin cirit attığı hale getirip, 100 milyonun üzerinde borçla bırakanlardan hesap soracakları yerde, genel kurulda yerlere kadar eğilerek ve en acısı da ibra etmekle onurlandırarak gönderenler,
  • İlhan Cavcav'ın bariz hatalarında bile bir daha listesine almaz düşüncesiyle çıt çıkaramayıp da şimdilerde 'Ben ben' zihniyetiyle, kendi yönetim dönemlerinin başarılarını sıralayıp caka satanlar,
  • Gününü gecesine katarak, parapul düşünmeyerek, geliştiği ve kaptanlığını yaptığı kulübü düştüğü kötü durumdan kurtararak vefa borcunu ödemekten başka amacı olmayan Metin Diyadin'e olmadık eleştirilerle olayı hakaretlere kadar vardıranlar,
  • Zaman zaman muhalefet olarak ortaya çıkıp da kulüp anahtarının kendilerine kayıtsız şartsız, altın tepside teslim edilmediği için küsüp gidenler,

KINA YAKMAYA HAZIR OLUN!

Çünkü, İstediğiniz gerçekleşiyor… Gençlerbirliği bir bilinmeze doğru gidiyor…