CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir süredir 'mutlaka izleyin' anonsuyla ilan edilen Vizyon Belgesini açıkladı...
Belge, aslında somut veriler ve gerçeklerden çok seçim arifelerinde geçmişte de bol bol dinlediğimiz vaatlerle dolu...
Bu arada belgede içinde bulunduğumuz durumun vehameti ile ilgili bazı gerçekler de yer alıyor ve bu vahim durumdan en kısa zamanda kurtulacağımız konusunda garanti veriliyor!
***
Örneğin şu pasajlar Vizyon Belgesi'nden:
-Metropollere yığılan nüfus Anadolu'da istihdam bulacak...
-Eğitimde fırsat eşitliği ve yetenekli işgücü projeleri hayata geçirilecek...
- Enerji bağımsızlığı temiz enerji ve Akdeniz havzası ile karşılanacak...
-İlk etapta 3 buçuk milyon kişi, 5 yılda 13 milyon 500 bin kişi istihdam edilecek...
-Kişi başı milli gelir 20 bin dolar üzerine çıkarılacak...
-Endüstriyel gelişim gerçekleştirilecek.' vs... vs...
***
Hepsi güzel, ama bunlar kiminle, nasıl ve hangi kaynaklarla yapılacak?...
Bu soruya Kılıçdaroğlu kısaca şu cevabı veriyor:
'Oluşturacağımız ekiple ve uluslararası piyasalardan gelecek 'temiz para' ile!
***
Oluşturulacak ekibe bakıyoruz:
Baş danışmanlar Amerikalı 'yeşil enerji' şirketi sahibi Jeremy Rifkin ve Amerikalı neoliberal ekonomist Daron Acemoğlu...
Türkiye ayağında ise en göze çarpan isim Amerika'dan gelen Selin Sayek Böke.
***
Toplantıya video konferans yöntemiyle toplantıya katılan Jeremy Rifkin, 'Türkiye'nin kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağım. Sayın Kılıçdaroğlu, ülkesini bir dönüşümden geçirecek. Bu bir sanayi dönüşümü. Sıfır karbon emisyonunu içeren bir dönüşüm.' diyor...
Ama Türkiye'yi dönüşümden geçireceğini söyleyen bu zat-ı muhterem ne hikmetse bu önemli toplantıya katılmaya bile tenezzül etmiyor!..
'Sıfır karbon emisyonunu içeren bir dönüşüm' vaadini ise bırakın sanayileşmiş olanları henüz sanayiyi tanımamış olanlar da dahil hiçbir ülke başarabilmiş değil!
***
Jeremy Rifkin, 'paylaşım ekonomisi' adlı bir tezi savunuyor...
Bu tez kısaca şöyle özetleniyor: 'Zenginler hariç kimse mülkiyet sahibi olmayacak. İşçiler ve fakirler, her şeyi kiralayarak yaşayacak. Evler, odalar, cep telefonları dahil her şey 'kiralama ve paylaşım' temelli olacak. Dev şirketler hayatın her alanını ticari hale getirecek.'...
Tarif edilen sistemde zenginlere her hak tanınıyor ama yoksullar adeta bir 'distopya'da yaşamaya mahkûm ediliyor. Zaten neoliberal teorilerin uygulandığı dünyada işler o yöne doğru gidiyor! Malum, ülkemizde artık kışlık otomobil lastikleri bile kiralanıyor!
***
Rifkin, bir yandan bu neo-liberal distopyayı savunurken bir yandan da neoliberalizmin çöktüğünü söylüyor...
Hatırlanacağı üzere bir süre önce Kemal Kılıçdaroğlu da 'Ben neoliberal değilim' demişti...
Demek ki, kurulmakta olan 'yeni dünya'nın kuralı, herkesin neoliberalizme verip veriştirdikten sonra neoliberalizmi uygulaması!
***
Jeremy Rifkin bize tanıtılırken, onun Angela Merkel'in baş danışmanlığını yaptığı iftiharla söyleniyor...
Rifkin de video konferansında, 'Şimdi bir anımı anlatacağım diyor ve şöyle devam ediyor- Angela Merkel, 'Alman ekonomisini nasıl büyütürüz bağlamında benden yardım istedi. İşletmeleriniz, 2. sanayi devrimine (fosil yakıtlara) bağımlı yaşarken bunu nasıl yapacaksınız diye sordum'... Rifkin, bu sorunun ardından Merkel'e en kısa zamanda yeşil enerjiye geçiş fikrini kabul ettiriyor...
Sonuç: Almanya apar topar kömür işletmelerini ve nükleer reaktörlerini kapatıyor; ardından Rusya'nın doğalgazına mahkum oluyor ve sonra Rifkin'in memleketi olan ABD'nin zorlamasıyla Rusya'ya petrol ve doğalgaz ambargosu uygulamaya kalkınca soğuktan donuyor! Almanya şimdilerde batan enerji şirketlerini kurtarmak, kömür madenlerini ve nükleer reaktörlerini yeniden açmak için uğraş vermekle meşgul!
Rifkin'in bu vaadinin ülkemizde doğalgaz kullanarak üretim yapan sanayicilere, kömür madenlerinde çalışanlara, kömür ve doğalgazla ısınanlara, hatta benzinli ya da mazotlu otomobil kullananlara ne kadar cazip geleceği de ayrı bir konu!
(Devam edecek)