Gençlerbirliği olağan genel kuruluna rakamların garipliği damga vurdu…

3 Mart 2024 yılında yapılan kongrede rakibine 1 oy farkla üstünlük kurarak başkanlık koltuğuna oturan Osman Sungur, teknik direktör seçiminde başta yaptığı hatadan dönerek işi ehline vermenin büyük avantajıyla takımını 4 sezon sonra ait olduğu yer olan süper lige çıkarmasına rağmen seçimi garanti görmemiş olacak ki delege takviyesine şiddetle ihtiyaç duymuş…

Aslında bir takımı süper lige çıkarmak, bir başkan için mutlak seçilme garantisi ama Sungur Başkan bununla yetinmiş olacak ki 1 yıl 3 ay 11 günlük başkanlık döneminde 1500-1600 faal delege sayısını yüzde 50 oranında yani 800 daha artırarak 2400’e çıkardı.

Ama gelin görün ki sonuçlar, gerçekten başkanın korktuğu kadar kritikmiş… 800 üye yapmasına karşın başkanın aldığı oy sadece 649… Bu demek oluyor ki Osman Sungur’un aldığı oyların hepsinin yeni olduğunu farz etsek (ki bir önceki seçimde 179 oy almıştı) çiçeği burnunda üyelerden en az 151’i işi ciddiye almadığı gibi kongreye bile gelmemiş… Bu da bize yapay üyelere pek de güven duyulmayacağını apaçık ortaya koymuş oldu.

Sayın Sungur, bakın zaman zaman takımın lige yükselme yolunda en kritik maçlarını oynarken sizi, futbolcu ve kulüp emekçilerinin alacaklarının ödenmemesi konusunda ağır eleştirsek de 102 yıllık koca çınarımızı, Başkentimizin önemli değerini layık olduğunu yere çıkardığınız için size saygı duyuyoruz ama gerçek delegelere sahip olmak mı istiyorsunuz, bunu boş yere dışarlarda yapay üyelerde aramayın… Genel kurulda gerçekten kulübüne yürekten bağlı taraftarın bize "Sadece Gençlerbirliği" yeter için verdiği mücadeleyi hatırlayın… Gerçi bu size büyük bir gelir kapısını kapattı ama gerçekle yapay üye arasındaki farkı çok güzel bir şekilde öğretti. Delegelerin olağan genel kurulunda, ‘Sadece Gençlerbirliği’ önergesiyle, üyelerin hemen hemen hepsinin oyuyla, seçilecek yönetim kurulunun takıma isim sponsoru alamayacağı kararı aldırdı. Bu durum umudunu sadece yeni yaptırdığı üyelere bağlayan Başkan Sungur’a değil, muhaliflere de işi ne kadar sıkı tutmaları gerektiği konusunda önemli bir ders oldu.

Divan başkanlığı için Sungur ekibinin teklif ettiği Suphi Yalçınkaya, uzun süren tartışmalar sonrasında sandıkla yapılan oylamada 521 oyla seçilmesi muhalefetin bu seçime iyi hazırlanmadığını ortak adayları Halil Erkman’ın divan için 350 oyda kalmasıyla ortaya çıktı.

Bu işlerin piri sayılan, yıllarını Gençlerbirliği’nde önemli mevkilerde geçiren, rahmetli İlhan abinin tedrisatından geçmiş olan Arif Ölmez’in adaylık açıklamasında çok geç kaldığı, divan seçiminde iş birliği yaptığı Murat Şamil Şen’le kendileri için büyük koz olan yapay üyeler konusunda, Gençlerbirliği tüzüğünde lehlerine olan maddeye rağmen hiç de iyi çalışmadıklarını gösterdi. Ölmez ve Şen’in, protesto amaçlı olarak Nilüfer Bircan’ın başkan adaylığı noktasında birleşme kararı alması da bence yanlış bir stratejiydi. Dua etsinler, çekilmeleriyle erken gelen bir zaferin sarhoşluğuna kapılan Osman Sungur, onlarla uğraşmaya kalkışmadı. Yoksa hezimet onlar için daha acı verici olabilirdi.

Oysa Arif Ölmez’in kürsüye gelerek, Gençlerbirliği’nin elindeki tek mal varlığının 285 milyon TL’ye satıldığını belirterek bütçede gösterilen 133 milyon TL’lik kar durumunun gerçeği yansıtmadığını söyleyerek mücadele fitilini ateşlemişti ama yukarıda belirtmeye çalıştığımız nedenlerden dolayı etkili bir muhalefet gösterilemedi.

Gençlerbirliği Genel Kurulu'nda yapılan görüşmelerin ardından kulüp delegelik aidatları yıllık 500 TL'den 2.000 TL'ye çıkarıldı. Üyeliğe ilk giriş ücreti de 1.000 TL'den 5.000 TL’ye yükseltildi. Kırmızı-siyahlılarda bu konudaki son artış 2022 yılında yapılmıştı. Bu durumdan da en çok karlı çıkan herhalde Osman Sungur ve ekibi oldu sanırım!