Bir haftada bir takımın başına bu kadar kötü şey gelir mi?

2022-23 sezonunu yaşayan Gençlerbirliği isen gelir hatta gelmemesine şaşırır insan…

Zorlu maratonun bitimine 5 hafta kala çıktığı Çaykur Rize maçı sonrası olabilecek en kötü senaryolar gerçekleşti. Deplasmanda Süper lige çıkma mücadelesi veren Rize gibi güçlü bir takıma evinde 3 gol atmak başarılı gözükse inanılmaz savunma hatalarıyla kalesinde 5 gol görmesi de daha vahim bir durum olarak ortaya çıkıyor.

Sonuç olarak böyle zorlu bir mücadeleden puansız dönmek normal gibi değerlendirilebilir… Ama düşmeme mücadelesi yapan diğer rakiplerinin hepsinin haftayı puanla kapatması da Başkent ekibi açısından inanılmaz derecede şanssızlık…

Hani düşenin dostu olmaz derler ya o hesap işte.

Bence kader ağlarını örüyor…

Gençlerbirliği için bir değil birkaç mucizenin aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Çünkü kalan 4 hafta var, rakipler çok zorlu… Üstelik altına alması gereken 3 takım ile arasında 5'er puanlık fark var… Bu kadar kısa bir sürede yani 4 maçta bunun kapatılması neredeyse imkansız gibi bir şey.

Sadede gelelim… Kalan 4 haftada Gençlerbirliği'nin rakipleri; deplasmanda, Erzurum ve Bandırma ve içerde Bodrum ve Sakarya… Öyle 4'te 4 yapılabilecek bir durum söz konusu bile değil. Futbol ilahlarının tüm güçleriyle devreye girmesi gerekir ki bir değil birkaç mucize gerçekleşsin…

Bu durum bize açıkça gösteriyor ki yolun sonu göründü gibi.

Şimdi takımın durumu ortada.

Yönetimin elinde çıkıp kendini haklı gösterebilecek sayısız argüman var. Neden bu duruma gelindi diye.

Muhalefetin de aynı derece de yönetimi eleştirecek inanılmaz donelere sahip.

Nasrettin Hoca misali, iki taraf da haklı.

Derdimiz kimin haklı ve haksız olduğu değil…

Derdimiz, üzüntümüz, kahrolduğumuz şey Gençlerbirliği'nin bir bilinmeze doğru süratle yol aldığıdır…

Çünkü Gençlerbirliği, Türk Futbol tarihine damgasını vurmuş, sayısız başarılara imza atmış, birçok konuda Türk futboluna katkı vermiş, örnek olmuş bir ekip…

Geçen 14 Mart'ta da 100.yaşına basmış Ankara'nın çok önemli değerinden biri…

Yani öyle kolay kolay vazgeçilebilecek, kaderine terk edilecek daha amiyane bir tabirle söylersek, harcanılacak bir kulüp hiç değil…

Hemen vakit kaybetmeden kulübün akil insanlarının devreye girip; Koca Çınar Gençlerbirliği'ni masaya yatırıp, kimseyi suçlamadan, herkesin desteğini alarak, mutlak bir şekilde geri dönüşü gerçekleştirecek çareleri bulmaları gerekmektedir.

Önümüzde ders alınabilecek o kadar kötü örnekler var ki insanın içi acıyor.