Ekonomi yönetimi hazine kasası ile şirketlerin kasasını doldurmak için yarattığı enflasyonu düşürmek için bir süredir ekonomiyi yavaşlatma yoluna girdi. Ama “Rüzgârsız havanın sıcağı daha bunaltıcı olur” bunu hesaba umarım katıyorlardır. Fabrikalarda durdurulan üretim bantlarının tekrar çalışmasının maliyetini hesap ediyorlardır.
Geçende bir yeminli mali müşavir arkadaşım “Reel sektörde kapanan şirketler artıyor. Bunların rakamlara yansımaması çok ilginç. Bütün bunlar yaşanırken, işsizlik rakamları inandırıcı olabilir mi” sözleriyle dikkat çeken bir uyarıda bulundu?
Küçük bir araştırma ile 2025’in ilk beş aylık döneminde konkordato ilan eden şirket sayısının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artarak 604 firmaya çıktığını görüyoruz.
Piyasalarda bunlar yaşanırken, memur ve memur emeklisi ile SGK, Bağ-Kur, tarım emeklileri ise gözünü 3 Temmuz’da açıklanacak enflasyon farklarına çevirmiş.
Kötü haber vermek istemiyorum ama bazı verilerden yola çıkararak hesaplama yapalım!
3 Temmuz tarihinde aynı zamanda akaryakıt gibi temel bir ürüne de üretici fiyat endeksi kapsamında otomatik ÖTV artışı gelecek. Ayrıca bu artışa KDV eklenecek. Dedik ya hazine kasasının doldurulması adına bu artışlar artık otomatiğe bağlandı.
Cumhurbaşkanlığı ya da Maliye Bakanlığı tarafından yeni bir tarife getirilmezse, akaryakıt ürünlerinden motorine litre başına otomatik olarak gelecek olan ÖTV+KVD 1.98 TL, benzinde 2,11 TL, LPG/Otogaz da yüzde 91 kuruş olarak hesaplanıyor.
Bir başka hesap da var. 6 aylık ÜFE’nin bileşik hesaplama metodu ile yapılması halinde motorinde litre başına 2.11 TL, benzinde 2.25 TL, LPG/Otogazda 97 kuruş olacağını da belirtelim.
Bugün Türkiye’de günlük 73 milyon litre motorin, 21 milyon litre benzin tüketildiğini düşününce, hazinenin akaryakıt ürünlerinden elde edeceği günlük rakamları artık siz çarpıp bulun.
Hem ekonomiyi yavaşlatma hem de akaryakıt ürünlerinden elde edilecek KDV ve ÖTV gelirinden memur ve memur emeklisi ile SGK, Bağ-Kur emeklisinin enflasyon farkları verilirken de cimrilik edileceğini tahmin ediyorsunuz.
Bütün bunlardan sonra hala alacağınız maaş zamlarını merak ediyorsanız, şimdi yapalım hesaplamayı…
Ocak ayının enflasyon farkı yüzde 5.03, şubat ayın 2,27, mart ayı yüzde 2,46, nisan ayı yüzde 3, mayıs ayı yüzde 1,53 olunca enflasyon farkı SGK ve Bağ-Kur emeklileri için yüzde 15,09 cepte. Memur ve memur emeklileri içini ise 7’inci dönem sözleşme uyarınca 2025 ocak ayında maaşlara yüzde 6 artış yapılmıştı. Sözleşme ile belirlenen kalan yüzde 5’lik artışın da ilave edilmesi ile toplu sözleşme sonrası enflasyon rakamı o kesim için de yüzde 14.29 olarak cepte.
Bu kapsamda 3 Temmuz tarihinde haziran ayına ilişkin enflasyon ile 2025’in ilk yarısında maaşlara yansıyacak enflasyon farkı için TÜİK’e güven olmayacağı için rakamı ben yüzde 1.25 ile başlattım. O zaman SGK, Bağ-Kur emeklisine yüzde 16,53, memur ve emeklisine yüzde 15.54 zam gelecek.
Oran yüzde 1.45 olursa; memur ve emeklisine yüzde 15,74, SGK ve Bağ-Kur emeklisine yüzde 16,76 zam bekleyebiliriz.
Yüzde 1.60 olursa enflasyon; memur ve emeklisine yüzde 15,89, SGK ve Bağ-Kur emeklisine yüzde 16,93 zam görülüyor.
Haziran enflasyonu yüzde 1.7 olursa (ki beklenen de bu oranda); memur ve emeklisinin artışı yüzde 15,99, SGK ve Bağ-Kur emeklisinin ise yüzde 17,05 beklenebilir.
Enflasyonu 1,75 olması halinde; memur ve emeklisine yüzde 16,04, SGK ve Bağ-Kur emeklisine yüzde 17,11 zam olur.
Son olarak haziran ayı enflasyonunun yüzde 2 olarak hesaplayalım: O zaman memur ve emeklisi yüzde 16,29, SGK ve Bağ-Kur emeklisinin alacağı 6 aylık enflasyon artışı yüzde 17.4 olacak.