İran’da henüz 22 yaşında olan Mahsa Jina Amini’nin üniversitede başını açması sonrasında polisin saldırısına uğraması, müdahaleyi protesto etmek için üzerindeki kıyafetlerini çıkarması ve dövülmesinin ardından şüpheli ölümü dünyada büyük yankı yaratmıştı.


1979 yılında gerçekleşen İslam devrimiyle birlikte başörtüsü zorunluluğunun getirildiği ülkede, kadınlar, yıllardır özgürlükleri için eylemler yapıyorlardı ama Mahsa Jina Amini’nin üç yıl önceki ölümü çok sembolleşmişti. Eylemler, "Mahsa hareketi" veya "kadın, hayat, özgürlük" olarak anılmaya başlandı. Bu eylemler, kısa sürede kadın hakları ve siyasi değişim için geniş bir kamuoyu hareketine dönüştü. Kadınlar açıkça örtünme zorunluluğuna karşı meydan okudular.


O güne kadar sadece belli merkezlerde, yani büyük şehirlerde gerçekleştirilen protestolar bu ölümle birlikte ülkenin farklı şehirlerine de sıçradı. Kadınlar, bedenleri üzerinden siyaset geliştirilmesine, toplumun kontrol edilmesine, hayatlarının çalınmasına karşı direnişten hiç vazgeçmediler ve manevi otoriteleri tartışılmaz olan mollaları sokakta gördüklerinde cesaretle onları protesto ettiler.


Kadınlar, vücut hatlarını gizlemek üzere bol, koyu renkli, genellikle siyah olan kıyafetleri giymek zorundaydı. Ancak gittikçe renkli kıyafetler giyen kadınların sayısı arttı. Çarşaf yerine kot pantolonlar, gömlekler, etekler giyilmeye başlandı ve bu kıyafetle kamusal alandaki kadın görünürlülüğü arttı.
Bir tutam saçı kapalı tutmak üzere yıllarca baskıcı bir rejimin kurulduğu İran’da artık yolun sonuna gelinmiş gibi… Çünkü, özgürlüklerin kısıtlanmasının toplumda yarattığı bir huzursuzluk var; ayrıca batının ambargoları nedeniyle yaşadığı ekonomik kriz, yoksulluk da işin cabası…
Başta İsrail ve ABD olmak üzere küresel güçlerin bölgesel dizayn projeleri içinde kalan İran, hassas, kırılgan dengelere sahip. Rejimin içeriden yıkılması için istihbarat örgütlerinin de çalışma sahası. Nitekim haziran ayındaki saldırılarda İran’ın savunma ve güvenlik bürokrasisindeki kilit isimlerin nokta atışı ile vurulması, rejimden memnuniyetsiz çevrelerin İsrail ile işbirlikçiliğine dayandırıldı.

Ulusal ve uluslar arası dengelerin tümü aleyhinde iken ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal açıdan son derece hassaslaşan İran, başörtüsü üzerinden bir muhalefet hareketinin ortaya çıkarabileceği riskleri de hesaba katmış olmalı ki, iklimi yumuşatma çabası içine girdi.
Son gelen haberlere göre İran, kadınlara uygulanan zorunlu başörtüsü uygulamasının kaldırıldığını duyurdu. Artık, başörtüsü takmayana ceza verilmeyecek.
Humeyni öncülüğünde gerçekleştirilen İran İslam Devrimi’nden 46 yıl sonra bir ilk bu.
Afganistan’da, Pakistan’da kadınlar karanlığa gömülmek, Türkiye’de de kadın bedeni üzerinden yeni bir toplum dizaynı yapılmak istenirken İran’dan gelen haber, çok umut verici.
Kadınlar, direndiler ve kazandılar.
Mahsa Amini’nin ruhu artık huzurdadır.