2019 yılında yapılan seçimler öncesinde İzmir belediye başkanlığı için adı geçen eski Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci basın mensuplarının 'Siz İzmir'i istiyor musunuz' sorusuna, 'İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez. İzmir, Anadolu'nun en güzel kızı, en güzel şehri. Doğuştan en güzel şehri.' demişti.
Bu cinsiyetçi yaklaşımın bizatihi kendisi sorunlu ama onu şimdilik bir kenara bırakalım. Mesele daha büyük görünüyor. Çünkü, AKP, mahallenin en güzel kızını bir türlü alamıyor ve bulduğu her fırsatta da bu hıncını ifade ediyor.
'Gavur İzmir' de, İslamcı siyasete her vesile ile okkalı tokatlar atıyor.
Sonuncusu 9 Eylül tarihinde İzmir'in Yunan işgalinden kurtuluşu nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen törenlerin görkemi ve bu törenlere katılanların hesaplanamayan kalabalığı idi. Bazı verilere göre Gündoğdu Meydanı'nı dolduranların sayısı 2 milyonu bulmuştu; bazı anlatılarda ise bu rakam 1 milyondan fazla... Konserin, Cumhuriyet tarihinin en kalabalık, dünyanın ise en yoğun katılımlı beşinci konser olduğu ifade ediliyor.
Kimse bu meydana zorla getirilmedi, kumanya dağıtıldığı için 'biz de nasipleniriz' düşüncesiyle hareket etmedi. Kendi iradesiyle, kararıyla, kendi imkanlarıyla Gündoğdu Meydanı'na koştu.
Elbette ki, bu kalabalığın toplanmasında Tarkan gibi bir megastarın varlığı etkili olur. Ama sadece Tarkan'ın varlığı bu coşku için yeter mi? Tabi ki hayır…
İzmirliler, özel günlerdeki tutumları, seçim zamanlarındaki tercihleri ile İslamcı siyasetin teslim almak, sindirmek istediği seküler çevrelerin bir kale gibi dimdik ayakta durduğunu göstermek için meydanı doldurdular. Bu buluşma, iktidardan kurtulma isteğinin ne kadar güçlü ve kararlı bir duruşa sahip olduğunun da ifadesi… Festival ve konserlerin tarikat ve cemaat baskısıyla iptal edildiği bir dönemde Gündoğdu Meydanı, eğlencesinden vazgeçmedi, sanatına sahip çıktı, müziğin günah olduğunu savunan yobazlığa teslim olmayacağını haykırdı.
Kurtuluş günü kutlamalarına karşı olduğunu söyleyen TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman'a da, coşkulu kalabalığı ile yanıt verdi.
Aslında, uzun süredir iktidarın 29 Ekim, 23 Nisan, 10 Kasım, 30 Ağustos, 19 Mayıs gibi özel günleri üstü örtük biçimde yasaklamaya varan bir eğilime sahip olduğu biliniyor. Oysa son yıllarda, geçmişte resmi bir hava içinde kutlanan bu bayramların daha sivilleştiği ve halkın katılımının belirgin bir şekilde arttığı gözlemleniyor.
AKP, neyi yasaklarsa o daha güçlü bir ses ile meydanları dolduruyor.
Dolayısıyla 9 Eylül kutlamaları sadece rutinleşmiş bir programın yerine getirilişinden öte anlama sahip. Tarkan'ın konseri de sadece bir konser değil; konser ötesi bir değer ifade ediyor.
9 Eylül'de demokrasi ve özgürlükleri talep eden Türkiye, Gündoğdu Meydanı'na baktı ve umutlandı.
Harikaydın İzmir…