Dağlık Karabağ'daki çatışmalarda Azerbaycan'ın üstünlük sağlaması Ermenistan yöneticilerinin yanlış hesaplarının bir kez daha geri teptiğini gösteriyor...
'Bir kez daha' diyoruz, çünkü o hesaplar geçmişte de tutmamıştı...
Hesapların tutmamasının nedeni, 'büyük güçler'in desteğinin bölgesel güç dengelerine bağlı olarak sık sık değişmesiydi...
Bu değişimler, emperyalistlerin desteğine güvenerek yola çıkan Ermeni örgütlerini hüsrana uğratmıştı.
***
Burada Ermenistan'ın yayılma iddialarının tarihsel temellerine girmeyeceğiz. O çok uzun ve köşe yazısının boyutlarını aşan bir konu...
Ancak bir gerçeği özellikle vurgulayacağız: Bu son savaş, Ermeni yöneticilerin emperyalist güçlerin desteğine güvenerek yaptığı ilk hata değil ve öyle görünüyor ki son da olmayacak!
Çünkü Ermenistan'ı yöneten politikacılar, tarihten ders almamak konusunda çok inatçılar!
***
Konuya girmeden önce bir noktayı hemen belirtelim:
Karabağ'daki 'küçük savaş', ilk bakışta Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki bir sınır anlaşmazlığı olarak görülebilir, ama böyle değildir. Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarının bir bölümünü ilhak etmesi, 'irredentist' Büyük Ermenistan projesinin yalnızca küçük bir parçasıdır...
Sözü edilen o proje, Türkiye topraklarının Doğu sınırında yer alan büyük bir bölümünü de içine almaktadır.
***
Bilindiği gibi 'irredentizm', çekirdek bir devletin başka bir ülkenin ya da ülkelerin topraklarında yaşayan din, soy ve kültür birlikteliğine sahip 'akraba halkları' bahane ederek güdülen yayılma siyasetine verilen addır...
Bu yayılma siyaseti ya ilhak edilmek istenen topraklarda yaşayan halkın varlığının tehlikeye düştüğü iddiasına ya da geçmişte yaşanan soykırım iddialarına dayandırılır...
Bunu yakın geçmişte, 2009 yılında, İsviçre'nin Zürih kentinde imzalanan 'Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Diplomatik İlişkilerin Normalleştirilmesine Dair Protokol' örneğinde de gördük...
O dönemde izlenen 'komşularla sıfır sorun' politikası çerçevesinde, Türkiye ile Ermenistan arasında, 1993'te kapatılan sınırın açılmasını ve Anadolu'da yaşayan Ermenilerin 1915'te Osmanlı devleti tarafından 'soykırıma uğratıldığı' iddialarının araştırılmasını öngören bir protokol hazırlanmıştı. Bu olayın tarafsız bir komisyon tarafından araştırılmasını istemeyen Ermenistan, son anda 'soykırım' iddiasının peşinen kabul edilmesini koşul olarak ileri sürünce protokol yürürlüğe girmemişti...
'Soykırım' talebi kabul edilseydi, Ermenistan bunu 'Büyük Ermenistan' projesinin hayata geçirilmesinin gerekçesi olarak kullanacaktı.
***
Bu küçük hatırlatmadan sonra Karabağ olayını daha iyi anlayabilmek için filmi biraz daha geriye saralım ve bu yazının başlığını neden 'Ermenistan'ın öğrenemediği ders' olarak seçtiğimizi açıklayalım...
Ermenistan'ın 'soykırım' olarak adlandırdığı trajik olayların temelinde yatan kalkışmalara ilham veren olay, 19. yüzyılda İngiltere ve Rusya'nın desteğiyle gerçekleşen Yunan ayaklanmasıydı...
Bu ayaklanma Osmanlı devleti tarafından bastırılmış olsa da, sonuçta büyük devletlerin baskısıyla Yunanistan 'bağımsızlığını' kazanmış, daha sonra da Osmanlı devletine karşı girdiği savaşlardan -sonuç ne olursa olsun- aynı destek sayesinde hep toprak kazanarak çıkmıştı...
Bu örnekten hareketle, yirminci yüzyılın başlarında Ermeni toplumunu yöneten Taşnaksutyun ve Hınçak gibi örgütlerin yöneticileri, aynı planın Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı Osmanlı devletinin Doğu bölgesindeki topraklarda da gerçekleşebileceği düşüncesine kapıldılar ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı devletine karşı ayaklandılar.
***
Bu ayaklanma, Ermeniler açısından büyük bir trajedi yarattı...
Rus cephesinde savaşan Osmanlı ordusunun gerisinde ayaklanan ve bir ara Van'ı ele geçiren Ermeni çeteleri sonunda yenilgiye uğradı. Bu olay sırasında karşılıklı kırımlar oldu ve kapsamlı bir 'tehcir' (sürgün) yaşandı...
Büyük devletlerin beklenen müdahalesi ise gerçekleşmedi, çünkü Rusya'da sosyalist Bolşevik Partisi iktidarı ele geçirdi; böyle olunca da İngilizler Kafkasya'ya müdahale edemedi.
(Devam edecek)