Haiku…
Japonların geleneksel şiir sanatı…
Haiku deyince benim usuma önce 'artık unutulmuş' olan Coşkun Yerli gelir…
'Uç yiğit serçem, / git haydi, kon dalına, / bak ordan bize.' dizelerini yazan Coşkun Yerli.
Matsuo Başo'nun insana tam bir okuma şöleni yaşatan o güzelim 'Kuzeye Giden İnce Yol' kitabını çeviren Coşkun Yerli.
De onu ayrıca yazmalı…
***
1990'lı yıllarda şairlerimiz arasında haiku merakı oluştu. Birçok şair, haikular yazdı. Bazıları kitap oylumunda haikularla çıktılar okur karşısına.
Bunlardan birisi de Oruç Aruoba'ydı. 'Ne Ki Hiç' kitabı, 'Haikular' alt başlığını taşıyordu.
Yine o yıllarda gazeteler gibi Varlık Dergisi de kitap eki yayımlamaya başlamıştı. O ekte 'Şiir Okuma Notları' yazardı Metin Celal…
O notlarında Oruç Aruoba'nın 'Ne Ki Hiç' kitabına da değinmişti kısaca (*). Haiku yazmanın Türkiye'de 'moda'laşmasına da dikkat çekerek…
Şöyle diyordu:
'Aruoba'nın yazdıkları bana 'hikmet ile şiir arasındaki sınır'da duran ve iki yakaya da el eden çalışmalar gibi gelmiştir. Bu kitapta da aynı tavır sürüyor. Ama, şiirimizde Haiku sorunu/modası da sürüyor. Sanırım bunu en iyi açıklayacak olan da Oruç Aruoba'dır. Sahi, nedir sebebi şairlerimizin bu Haiku düşkünlüğünün?'
Kitaptan bir örnek de almıştı yazısına Metin Celal:
'artık yalnız sen / çalabileceksin kapımı– / istersen…'
***
Aruoba'nın 'haiku'ları için bu tek örnekle yetinmek istemem… İki örnek daha paylaşmak isterim:
'Apartmanlar arasında / yönünü şaşırır mı / martı?'
'Yeni bir sayfa / ancak bir eskisi dolunca / açılır.'
***
Oruç Aruoba da, Coşkun Yerli gibi şiirlerinden çok çeviriye emek vermiş bir yazarımız. Bir de felsefeye…
Eğitimi, kültürel donanımı iyiydi. Düşünmeyi, farklı sorular sormayı tetikleyen bir beyne sahipti.
Ankara'nın köklü eğitim kurumlarından TED Koleji'nin mezunlarındandır. Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü'nde okudu. Yüksek lisansını da aynı bölümde tamamladı. Yine Hacettepe'de felsefe doktorasını tamamlayıp öğretim üyesi oldu. Tübingen Üniversitesi'nde (Almanya) felsefe semineri üyeliği yaptı. Victoria Üniversitesi'nde (Yeni Zelanda) konuk öğretim üyesi oldu. Ayrıca basın kuruluşlarında yayın yönetmenliği, yayın danışmanlığı gibi görevlerde bulundu. Meslektaş sayılırız.
Bütün bunlar bir yana, nice yazardan, düşünürden çeviriye imza attı:
David Hume, Kant, Marx, Wittgenstein, Heidegger, Nietzsche, Hartmut von Hentig, Matsuo Başo, Rainer Maria Rilke, Paul Celan…
Kendi yapıtları da var elbette:
'Yürüme', 'Hani', 'Ol/An', 'Tümceler', 'Bir Yerlerde Bir Zamanlar', 'De Ki İşte', 'Kesik Esin/Tiler', 'Yakın', 'Uzak', 'Zift', 'Ne Ki Hiç', 'İle', 'Çengelköy Defteri', 'Geç Gelen Ağıtlar', 'Sayıklamalar', 'Doğançay'ın Çınarları', 'Benlik', 'Meşe Fısıltıları'…
***
Haziran ayı onun nefes alıp vermediği bir dünyaydı artık…
Kim eksilmiş yaşamdan haberiniz var mı?
Onun yaşamından çok soru kaldı geriye.
Kaldı da..
Yazının son sözü yine ondan olsun:
'Bir şairin gözleri kapanınca, dünyada görülecek şeyler azalır.'
__________________
(*) Varlık Dergisi Kitap Eki, Temmuz 1997, Sayı: 62.