Yaş aldıkça ve hele de Corona'lı ev hapsiyle evlerde zorunlu bir yaşam biçimine tabi tutulunca özellikle de yaşıtlarımın anılara sarıldığını görüyorum. Kimi daha dün gibi diyeceğimiz en eskilerden tutun da, yakın zaman da ise daha dün gördüm yolda diyeceğimiz anılar demeti bunlar. Hele o fotoğraflar, bir bir canlanıyor gözümüzün önünde. Çocukluk ve gençlik yıllarından kalma örneğin. Çoğu siyah beyaz ama renkli yaşamlardan söz ediyorum. Ne güzel yıllarmış onlar!
***
'Tam da bu sabah o şarkıyı anımsıyorum hemen: 'Beni de alın koynunuza hatıralar/ Yeriniz ne yurdunuz ne/ Benden böyle korkunuz ne? Bazen sesinizi duyuyorum derin bir kuyudan/ Ah bu ömür tükenecek yolunuza hatıralar.'
***
Her şey insanla başlıyor insanda bitiyor. Yöneten de insan yöneticiler de. Son 20 yıl içinde öyle dönemler geçirdik ki her şeyin kağıt üzerinde (iyi ya da kötü olduğunu) yaşayarak gördük. Güzeli de çirkini de yanlışı doğruyu da tarafı da tarafsızlığı da yaşayarak kavradık.
*
Eğitimi siyaset yönlendiriyor ekonomiyi siyasi çıkarlar belirliyor, her iktidar kendi egemenliğini onun hükmünü yürütüyor. Yaşam serüvenimi belleğimde değerlendirir zaman zaman sorarım kendi kendime. Her sorunumda karşıma çıkan engelin kaynağı neydi acaba? Her keresinde çok farklı yanıtlar bulurum. Yani, yaşam değişkendir ama sen değişemiyorsan bunlar başına gelmiştir diyorum. Ne var ki kara kara düşünmem her şey olacağına varıyor nasıl olsa!
***
Kişi olarak böyle de ülke olarak farklı mıyız? Böyle yapıdaki her toplum da benim yaşadıklarımı yaşıyor zaten. İşte biz böyle bir ülkeyiz. Basit örnektir: Bir dernek kurarız, birilerini seçeriz, iş bitmiştir. Ne yaparlar? İstediklerini yaparlar. Çünkü ne arayıp sorarız ne de denetleriz. Birkaç kongre sonra anlarız ama iş işten geçmiştir. Onların yöntemi kemikleşmiştir. Ülkeler de böyledir. Çürüme, kokuşma, sömürü, dayatma, keyfi yönetim gibi olgular, yeni yönetimlere de örnek olur. Kurtuluş vadedenler, hemen kavrarlar sorunu yaşamak için aynı metotları kullanmaktır işin özü. Ama farklı olan reçete ve ilaçtır. Zamanlaması ve dozudur. Gayeye giden yolda her şey mubahtır.
***
Sorunlarımız, A'dan Z'ye yönetimseldir. Ne diyordu Ziya Paşa: 'Onlar ki laf ile verirler dünyaya nizamat / Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde.' Son çeyrek yüzyılımızı anlatan bundan anlamlı ve somut daha nice kasideleri vardır.
Lafı uzatma diyorsunuz. Haklısınız. Boru değil bu, borazan meselesi asıl konu. Her şey göz önünde oluyor. Ya da, zenginin malı züğürdün çenesini yorar gibi bir şey bizim yaptığımız. Kervan yürüyor, durmak yok yola devam diyorlar. Nereye kadar? Gitti gider, gittiği yere kadar…