Türkiye yenilenebilir enerji sektörünün yüzde 95’ini temsil eden Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) önümüzdeki Şubat ayında yenilenebilir enerji alanında önemli bir zirve gerçekleştirecek. Dernek Başkanı Cem Özkök, Türkiye’nin 2035 ve 2053 ulusal enerji planlamasına hazırlanması için, sektörün değişen ekonomik koşullara ve finansmana erişimini kolaylaştıracak tedbirleri acilen sağlaması gerektiğini söyledi.

Gazetecilerle bir araya gelen Özkök, GÜYAD olarak enerji alanındaki çalışmaları anlattı. Bu kapsamda sektörü çok daha hızlandırabilmek adına Şubat ayı sonunda finans zirvesi düzenleyeceklerini ve kamu nezdindeki girişimlerini yoğunlaştırdıklarını söyleyen Özkök, kamu kesiminden beklentilerinin ağırlıklı olarak finansman, iletim hatları ve daha fazla yatırım için kapasite açılması olduğuna vurgu yaptı.

Yenilenebilir enerjiyi sisteme entegre edecek altyapı şart

Fiyat öngörülebilirliği ve tüm paydaşları kapsayan tam rekabetçi ortamla şeffaflığın sağlanmasının piyasaya olan güveni artıracağını vurgulayan Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin enerji dönüşümü ile projeksiyonların fiiliyata dönüşebilmesi için geleneksel merkezci ve tek yönlü bir elektrik sisteminden, tüketicilerin odak noktası olduğu daha dağıtık ve etkileşimli bir sisteme geçiş yapması gerekiyor. Ancak mevcut durumda, dağıtık enerji Türkiye’de çok yaygın olarak kullanılmıyor. TEİAŞ’ın iletim ile ilgili yatırımları hızlandırmak için Dünya Bankası ile görüşmelerinin olduğunu basından takip ediyoruz. Dağınık enerjinin yaygınlaştırılması dahil sisteme yüksek kapasitelerde yenilenebilir enerji kaynaklarının entegre edilebilmesi için çeşitli uygulamalarda esnekliğe gidilmesine ve yenilikçi yaklaşımlar getirilmesine ihtiyaç var. Örneğin PPA bazlı yatırımların gelişmesi için gerekli mevzuatsal alt yapının oluşturulması şart. Ayrıca finansman konusunda da GÜYAD olarak önümüzdeki günlerde düzenleyeceğimiz finans zirvesi ile sektörü bir araya getirecek ve konuyu makro olarak her seviyede tartışacak bir platforma ev sahipliği yapacağız.”

İhracatçı enerji sektörü ev ödevini tamamladı

Özellikle ihracata yönelik çalışan sanayicilerin, 1 Ekim’de ilk aşaması devreye alınan Yeşil Mutabakat’a uyum sağlamak için ev ödevlerini uzun zaman önce yapmaya başladıklarının altını çizen Özkök, “Piyasamızda şu anda kullanılmakta olan enerji verimliliği bazlı anlaşmalarla daha hızlı bir ilerleme sağlama şansına sahip değiliz. Bunun için de büyük bireysel tüketicilerde lisanssız üretimde ikili alım satım anlaşmalarının hayat bulacağı hukuki alt yapının sağlanması gerekiyor. Bu şekilde uzun vadeli sözleşmeler hayat bulacak, aynı zamanda finansman sağlanması daha kolaylaşacaktır. Diğer taraftan bu tip sözleşmeler fiyat garantisi sağlayarak sanayi için enerji maliyetlerinde öngörülebilirlik de getirecektir” değerlendirmesi yaptı.

‘Sermaye yoğun’ yatırım faaliyetindeyiz

Yenilenebilir enerji yatırımlarının ‘sermaye yoğun’ yatırımlar olduğunu da hatırlatan Özkök “Bu yatırımlar doğrudan ülke ekonomisine kazanç sağlayan ve enflasyonla mücadelede doğrudan katkı yapan yatırımlardır. Bu nedenle ABD’de yapıldığı gibi bir enflasyonla mücadele yasası çıkartılıp, bu yasa çerçevesine giren yatırımların desteklenmesi yerinde olacaktır. Destek deyince aklımıza sadece YEKDEM geliyor. Halbuki bunun yanı sıra vergi indirimi, arazi sağlanması, krediye ulaşım kolaylıkları, diğer harç ve masraflarda kolaylıklar da bunun içinde olabilir” diye konuştu.

Belediyelerde kolaylık sağlanmalı

Belediyelerle olan işlemlerde yeknesaklık ve kolaylık sağlanmasının önemine de değinen Özkök, GÜYAD olarak belediyelerle ilgili izinlerin daha verimli bir işleyiş sağlamak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşmelerinin devam ettiğini kaydetti.

Özkök, sanayi yatırımlarında belediyelerle ilgili izinlerin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verildiğini, aynı mekanizmanın yenilenebilir enerji projeleri için de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından uygulanmasının daha verimli bir çözüm olacağını söyledi. Yenilenebilir enerji yatırımlarının imarla ilgili mevzuatının “Elektronik haberleşme altyapılarında” olduğu gibi ayrı olması gerektiğini vurgulayan Özkök, “Yatırımcı tarafından tüm mesuliyetin üstlenilmesi ile ruhsat harcı, yapı kullanma izin harcı ve gayri sıhhi müessese harcı gibi harçların maktu olarak uygulanması ve bunun bir standarda bağlanması esas olmalıdır” önerisini dile getirdi.