Türkiye'nin dış ticaret açığı 2020 yılında Covid salgınının da etkisiyle 50 milyar dolara kadar çıkmış...

2021 yılında bu açık yüzde 23 oranında gerileyerek 29 milyar 161 milyon dolara kadar düşmüştü...

2022 yılında ise 11 aylık verilere göre 99,9 milyar dolar oldu; açığın yıl sonu itibariyle 100 milyar doları aşması bekleniyor. Bu rakamlar ihracattaki artışlara karşın ithalatımızın ne boyutta büyüdüğünü ve ekonominin ithalata ne ölçüde bağımlı hale geldiğini ortaya koyuyor.

***

Cari açık, bir ülkenin dış ticaretinden elde ettiği ihracat, dış yardım ve bunun gibi çeşitli kaynaklardan elde ettiği gelir ile ithalat, faiz ödemeleri ve kar transferleri gibi giderleri arasında negatif bir fark olması demek..

Cari açığın temelini ise ithalat ile ihracat gelirleri arasında oluşan negatif fark, yani dış ticaret açığı oluşturuyor...

Kısacası, geçmiş bir yılın ekonomik muhasebesini yaparken dikkate alınması gereken verilerin başında cari açık geliyor.

***

Ülkemizde cari açığın belirlenmesinde en etkili olan kalemlerden biri net hata noksan kalemi...

Kaynağı belirlenemeyen döviz girişlerinin oluşturduğu bu kalem, teknik olarak beyan yanlışlıkları, ihraç edilen malın karşılığının tahsil edilmesi sırasında oluşan hesap hataları, gümrük beyanlarındaki yanlışlıklar, turizm gelirleri hesaplanırken yapılan anket hesaplamalarındaki oynamalar ve kayıtdışı döviz hareketlerinin yarattığı değişimleri kapsıyor...

Dolayısıyla normal koşullarda bu kalemin cari açık üzerinde önemli bir etki yaratmaması gerekiyor.

***

Ancak Türkiye'de öyle olmuyor...

Örneğin 2020'de net hata noksan kaleminde 3 milyar 907 milyon dolar açık verilmişken, 2021'de 10 milyar 907 milyon dolar fazla verildi... Bu yılın Ocak-Ağustos döneminde ise bu kalemin yarattığı fazlalık 28,31 milyar dolara yükseldi. Bu rakam o tarihe kadar belirlenen en yüksek girişti ve yıllık bazda o tarihe kadar verilen cari açığın neredeyse dörtte üçünü kapatmıştı. Dikkat çeken bir husus da bu kalemdeki artışların özellikle vergi ve varlık barışı yasalarının çıktığı dönemlerde artmasıydı...

Dolayısıyla önümüzdeki yıl yurtdışından ülkeye yönelecek kaynağı belirsiz paraların miktarı cari açığının belirlenmesinde önemli bir rol oynaması bekleniyor.

***

Bu para son derece önemli çünkü kısa vadeli dış borç geri ödemeleri Eylül sonu itibariyle 185,2 milyar dolar olarak açıklandı. Kasım ayında yapılan Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi de 2023 yılı cari işlemler açığı beklentisini 31,1 milyar dolar olarak belirledi...

Yani, kısa vadeli dış borç geri ödemeleri ve cari açık finansmanı için Türkiye'nin 2023 yılında asgari 216 milyar dolar bulması gerekiyor...

Ekonominin genel durumuna bakıldığında bu kaynağın dış ticaret fazlasıyla yaratılması olanaksız görünüyor.

***

Bu kaynağın 'net hata noksan' yoluyla kapatılması da imkansız...

O zaman ne olacak?.. Prof. Ergun Türkcan, bu soruyu şöyle cevaplıyor: 'Her ne kadar siyasi iktidar IMF'i temelden sildiğini söylese bile, biz NATO gibi, hala IMF'in hissedarıyız yani içindeyiz. Arap parası çekerek yani emlak komisyonculuğu yaparak Türkiye gibi bir ekonomiyi kimse düzlüğe çıkaramaz. Seçim sonrası IMF'e gidileceğini düşünüyorum. İmkansız görülse bile, iktidar İsrail ile barışmak, Suudiler ve BAE ile hatta Mısır'da Sisi ile anlaşma yolu aramada olduğu gibi stratejik esneklikler gösterebilir. IMF doğal olarak sıkı bir maliye ve para politikası demektir; en az 4 yıl veya daha fazla sürebilir; yadırganmaz.'

Prof. Türkcan, IMF reçetelerinin uygulanması durumunda olabilecekleri ise şöyle açıklıyor: 'Zaten temelden bozulmuş olan gelir dağılımı biraz daha bozulacaktır. İktidar şirketlere aktarılan ucuz paranın istihdam yaratarak işçilere dolaylı yoldan refah sağlayacağını söyleyebilir. Herkesin elinde bir cep telefonu varsa, klasik işçi hareketi olmaz, herkes sokağa değil ekranına bakar; ekranları iktidar denetler.'

***

Ekonominin durumu konusunda fikir veren bir diğer veri ise bütçe açıkları... Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2022 bütçesini sunarken bütçe giderlerinin 1 trilyon 750 milyar 957 milyon lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 472 milyar 583 milyon lira, bütçe açığı 278 milyar 374 milyon lira öngörüldüğünü açıklamıştı...

Oktay, bu yılki bütçe sunuşunda ise 'Bütçe giderlerinin 4 trilyon 470 milyar lira, bütçe gelirlerinin 3 trilyon 810 milyar lira olacağı öngörülmektedir' dedi. Yani bütçede 660 milyar TL düzeyinde bir bütçe açığı öngörülüyor ve bunun büyük bir bölümünü enerji sübvansiyonları oluşturuyor...

Ancak, 2023 'ün seçim yılı olduğu ve her seçim döneminde olduğu gibi bütçe kaynakları zorlanarak gider musluklarının açılacağı düşünüldüğünde bu miktarın tahmin edilenin üzerine çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.

(Devam edecek)