Milli maç arası dolayısıyla bazı futbol takımları özel müsabakalar oynadılar…

Bunlardan biri de Beşiktaş- Altınordu maçıydı.

TV'deki yayını izledim.

Müthiş keyif aldım…

Beşiktaş, 4- 5 baba ismin yanında genç ağırlıklı bir kadroyla çıktı sahaya.

Altınordu derseniz; onlar zaten son yıllarda genç oyuncularla mücadele ediyor, alt yapının önemini herkesin gözüne adeta sokuyorlar!

Genç futbolculara verilen önemi burada yeniden anlatmama gerek yok.

Bir çok kulübümüz, 'yüksek transfer bedeli ödeyerek' sayıları hayli fazla futbolcu transfer ederken, hesap- kitap yapmadıkları için, şu an büyük bir maddi sıkıntı yaşıyor.

Şimdi burada sözü Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in geçen hafta yaptığı açıklamaya getireceğim.

Güneş, '14 yabancı futbolcu fazla' dedi.

Bu konuda yaşanan sıkıntıları dile getirdi.

Futbol Federasyonu'na uyarılarda bulundu.

Açıkça bu kuralın, 'değiştirilmesi gerektiğini' ifade etti…

Federasyon yetkilileri yumuşak bir üslup içerisinde yanıt verdiler: 'Sezon bitsin, konuyu ele alıp, yeni önerileri değerlendireceğiz!..'

Ancak, birisi var ki, adeta kükredi… Milli takımın eski hocası Galatasaray teknik Direktörü Fatih Terim, sanki tek muhatap kendisiymiş gibi Güneş'e yüklendi.

Bakın ne dedi Terim:

'Son günlerde yeniden tartışılan yabancı oyuncu kuralı benim federasyonda Türkiye Futbol Direktörü olduğum dönemde getirildi. Yabancı oyuncu kuralının konuşulmasından çok sıkıldım. Bu işin çıkmasında, uygulanmasında ben varım. O gün görevdeydim. Emeği geçenlerden biriyim. Beraber çalıştığımız yönetici ve profesyonel arkadaşlarla bu konuda çok nettik. Bugün ne oldu da, bu konuya dönüldü bilmiyorum. Çok kişinin bu kuralı iyi bildiğine emin değilim. Bu kural 14 yabancı kuralı değil. Bu kural, 14 Türk kuralı. 14 Türk almak zorundasınız ama 14 yabancı almak zorunda değilsiniz. Şu anda bizim 12 yabancımız olduğu gibi. İsterseniz hiç yabancı almazsınız. Özellikle o günlerde kadro sınırlaması gelmesi gerektiğini söylemiştik ve 28 sınırı koymuştuk. Kalecilerden bir tanesinin Türk olması gerektiğini belirterek kaleciyi de koruyan kural getirmiştik. Türk oynattıkça kurulacak fondan kulüplere maddi yardım verilmesini sağlayacaktık ama Kulüpler Birliği ile federasyonun görüşmelerinde bunların hepsi kesildi. Toplantılarda birçok teknik arkadaşımızın yabancı kuralıyla ilgili olumlu şeyler söylediğini hatırlıyorum. Kulüplerimizin Avrupa kupalarında rakipleriyle başa çıkması için eleştiriler yapılıyordu. Buna da yardımcı oldu. Yüksek rakamlı Türk oyuncular stabile oldu. Yüksek paraya imza atan ama oynamayan Türk oyuncuların Avrupa'yı seçeceğini düşünmüştük. Bugün Avrupa'da oynayan futbolcu sayımız daha fazla. Türk Milli Takımı'nın sorumlusu bendim. Yabancı sayısı düşecekti. Ben serbest olması yönünde görüş belirttim ve riski aldığımı söyledim. Avrupa Şampiyonası'na gittik. Arkamızdan, önümüzden bazı şeyler olmasaydı, Dünya Kupası'na gidebileceğimizi düşünüyorum. Kulüplerimizin başarılarında bu kuralın hiç mi faydası olmadı? Herhalde olmuştur. Hayatım boyunca hiçbir yasağa çok da sıcak bakmadım. Hala oradayım. Bence başka şeylere bakmalıyız. Esas uğraşmamız gereken mali tabloların neden böyle olduğu. Altyapılara, tesisleşmeye bakalım. İdeal bir kulüp seviyesine nasıl gelindiğini araştıralım.'

İyi, güzel de Fatih Hoca; siz yaptınız diye her şey doğru olmaz!

Buna deneyip beğenmeyenlerin çıkması son derece doğal.

Her fikre saygı duymaktır doğru olan…

Her şeye tepki koymak değil…