İlk gençlik yıllarım…
Üniversite bitmiş iş bulmuşum, çalışıyorum.
Baba parasından kurtulmanın verdiği rahatlıkla ayda bir aldığım kitap sayısını üçe çıkardım, İlgi alanımla (ekonomi-siyaset) ilgili çıkan kitaplardan iyi olduğunu düşündüklerimi alıp okuyorum yanına uluslararası ilişkiler ve felsefe de dahil oldu! (İmge’de taksit hesabım vardı).
…
Ustalardan (Çok hasistiler. Orhan abi dahil) mesleğin inceliğini de öğrenmeye çalışıyorum.
Eğilimim siyaset ama ben sevgili Ali Manaz’ın deyimiyle “çamur-çukur” muhabirliği yapıyorum.
Ama hakkını da veriyorum.
Elbette, ekonomi, siyaset ve dış politikayı takip ediyorum.
Günü tam olarak anımsamıyorum ama Mafyalarıyla ünlü İtalya’da genç bir savcı Türkçeye “Temiz eller” diye tercüme edilen “Mani Pulite” operasyonu başlattı. Günaydın dış haberler servisi operasyonu ertesi gün birinci sayfadan veriyor. Bizde Özal’ın ekonomi politika uygulamaları haber oluyor…
İtalya’da Operasyonu başlatan genç yürekli- solcu bir savcı olan Antonio Di Pietro isimli bir savcı, Wikipedi’de anlatılanlara göre operasyon öyle büyüktü ki 400'den fazla şehir ve belediye meclisi feshedildi. Uluslararası anlaşmalar yok sayıldı. Çok sayıda parti kapatıldı. Suçunu itiraf etmekten utanan siyasetçiler kimselerin olmadığı yerde hayatlarına son verdi.
Ve İtalya o operasyonlardan sonra özgürlüğüne kavuştu, ekonomisi, insan hakları, özgürlükler ve hukuk devleti oldu.
Antik Yunan’dan başlayıp, Roma’da “tanımlanan” Savcılık, Türk hukuk tarihinde 1864 yılında Vilayet Nizamnamesi ile girmiş.
Günümüz yargı sisteminin, iddia, suçlama makamı olan ve elde ettiği kanıtlarla suçlunun tutuklanmasını sağlayacak yetkilere sahip olan Savcılık kurumu ne yazık ki devletin değil iktidarın “sopası” haline gelmiş durumda.
İşte bu nedenle bize bir “TÜRK Pietro” lazım.
PİETRO NE YAPTI?
İtalya, 1990’lı yıllarda çok büyük bir adli soruşturmaya tanık oldu. “Mani Pulite” yani “Temiz Eller” adlı operasyon ülkede Birinci Cumhuriyet’in ortadan kalkmasına, politikacıların ve iş dünyasındaki sektör liderlerinin suçlanmasına yönelikti.
Temiz Eller operasyonunda soruşturmadan sorumlu yargıç Antonio Di Pietro’ydu. 1980’li yıllarda ülkede İtalyan ve yabancı şirketler büyük hükümet sözleşmeleri için yıllık yaklaşık 4 milyar dolar rüşvet vermişti.
Dönemin İtalyan Parlamentosu üyelerinin yarısından fazlası soruşturuldu, ülkede 400’den fazla şehir ve kasabanın meclisleri yolsuzluk suçlamasıyla feshedildi. Soruşturma İtalya’nın tam anlamıyla nasıl yozlaşmış bir sistem içerisinde olduğunu ortaya koyuyordu.
Tangentopoli olayları, 17 Şubat 1992 tarihinde yargıç Antonio Di Pietro’nun merkez soldaki İtalyan Sosyalist Partisi üyesi Mario Chiesa’yı Milano’daki bir temizlik firmasından rüşvet aldığı gerekçesiyle tutuklamasıyla başladı.
Bu olaylar Temiz Eller soruşturmasının fitilini yaktı. Artık tüm İtalyan basınında yolsuzluğa bulaşan siyasilerin haberleri yayılmaya başladı.
Birkaç ay sonra hem İtalyan hükümetinden hem de muhalefetten pek çok siyasetçi ve iş insanı yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandı. Milano’da başlayan soruşturma, yolsuzluk ve rüşvet olaylarını itiraf eden politikacılar yüzünden ülkenin her yerine yayıldı.
Bunun anlamı şuydu: rüşvetten suçlananlar fiili bir afla aklanacaktı. Ancak İtalyan halkı çok öfkeliydi, ülke çapında mitingler yaparak öfkesini dile getiriyordu. Sonunda ülkenin başkanı Oscar Luigi de bu kararnameyi anayasaya aykırı bulmuş ve imzalamayı reddetmişti.
Bu olayın hemen arkasından hükümet kontrolündeki Eni enerji şirketinin 250 milyon dolarlık yolsuzluğa karıştığı ortaya çıkınca Temiz Eller’de itiraflar, suçlamalar ve tutuklamalar devam etti.
Temiz Eller operasyonu 1992 hükümetinde yer alan dört partinin ortadan kalkmasına neden oldu: Hrıstiyan Demokrasi Partisi, İtalyan Sosyalist Partisi, İtalyan Sosyalist Demokrat Partisi ve İtalyan Liberal Partisi.
13 Temmuz 1994 tarihinde Berlusconi hükümeti, yolsuzluk suçlarından tutuklananların hapis cezası almalarını önlemek için yeni bir yasa çıkardı.
Bu yasayı da halkın daha umutlu olduğunu düşündüğü İtalya’nın Dünya Kupası maçlarında Bulgaristan’ı mağlup etmesiyle aynı zamana denk getirdi. Amacı İtalyan halkının dikkatini dağıtmaktı.
Ancak halk Dünya Kupası maçlarının arka planında haber bültenlerinde politikacıların hapisten çıktığı görüntüleri görünce öfkelendi. Şimdi de Berlusconi ailesi tarafından yönetilen Fininvest holding şirketindeki yolsuzluklar patlak vermişti.
Berlusconi’nin medya üzerindeki sıkı kontrolü, yargıçlarda korku ve belirsizlik yaratıyordu. Di Pietro ile Berlusconi arasındaki çatışmada kazanan bir taraf olmadı. Yargıç görevinden istifa etti, iki hafta sonra da Berlusconi hükümeti istifa etti.
Temiz Eller yargıcı Antonio Di Pietro, 2012’de verdiği bir mülakatta 1992’den sonra yaşananları şöyle özetliyordu: "Her şey değişti ama hiçbir şey değişmedi. Dün iktidar paraya erişim için kullanılıyordu, bugün para iktidara erişim için kullanılıyor. Roller tersyüz edildi.”
(Kaynak-Wikipedi-onedio)