Bir gün de şu kadınlar, siyasetin ve din adamlarının konusu olmasın. Bir gün de sussunlar. Başına sarığı dolayan, din adamı diye ortaya çıkıyor, her sohbeti dönüp dolaştırıp kadınlara getiriyor. Dibine kadar porno yapıyor, en iğrenç haliyle sürekli uçkur muhabbeti gerçekleştiriyor. Şehvete doymuyorlar. Dünyaya iki bacak arasından bakan, insanı dinden imandan soğutan rezil mi rezil din sohbetleri…
Tarikat-cemaat oylarıyla siyasal güç toplayan siyasetçiler de aynı çizgideler
Sanki memlekette başka bir mesele yok.
Bir gün de “memleketin işsizlik, yoksulluk derdi var, onunla ilgilenip çözüm sunalım” desinler, bir gün de “memleketin gençleri doğdukları toprakları niye terk ediyor?” diye sorsunlar. Bir gün de adaletsizliği, zalimliği sorgulama konusu yapsınlar.
Yok, yok, yok… Hiçbiri yok. Yatıyorlar kalkıyorlar kadınlardan bahsediyorlar. Yatıyorlar kalkıyorlar, cinsellik anlatıyorlar. Ahkam kesiyorlar, öğüt veriyorlar.
“Sokakta dondurma yeme”, “Kahkahayla gülme”, “Pantolon giyme”, “erkeğe sonsuz biat”,
Biri kalkıp “9 yaşında evlenebilir” diyor. Biraz daha insaflısı Fatih Erbakan örneğinde olduğu gibi “Büyüklerimiz 14, 15, 16 yaşında evlenmişler, mutlu yuva kurmuşlardır. 15 yaşında biri cinsel olgunluğa eriştiğine göre rızası geçerlidir.” şeklinde konuşuyor. Zaten, HÜDA PAR ile birlikte kadına şiddeti cezalandıran 6284 sayılı yasanın da kaldırılması gerektiğini açıkça ifade etmekten çekinmiyorlar.
Aynı Erbakan’ın bir televizyon kanalında “15 yaşındaki kızınız ben evlenmek istiyorum derse, tepkiniz ne olur” sorusuna verdiği yanıt, sefil bir politikacı portresiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. “Ben kendi kızlarımın, üniversiteyi bitirip hatta mümkünse yüksek lisans yapıp evlenmelerini isterim”
Bu dinci, yobaz tayfa kendi kızlarını yurtdışında okutur, iyi eğitim aldırır, yüksek lisans, doktora yaptırır ama aynı imkanları avamdan insanlara layık görmez.
15 yaşında evlenenlerin mutlu yuva kurduklarını söylemesi tamamen abesle iştigal. Keşke, bu yargıya varmadan önce henüz çocuk yaşta evlendirilen, evliliği evcilik oyunu sanan, çocukluğunu yaşayamadan meşakkatin her türlüsüyle boğuşmuş ağzı dili olmayan mutsuz kadınlara sorabilseydi. Her gün dayak yiyen, sokağa çıkamayan, şiddet görse bile boşanamayan kadınların dramlarını anlatmaya denizler mürekkep olsa yetmez.
Mutlu evlilikten anlaşılan kadının ses çıkarmaması… Eğer ki, kadın tüm yaşadıklarını sineye çekiyorsa o evlilik mutlu evlilik oluyor.
Fatih Erbakan ve türevleri pedofiktir ki, bu da suçtur. Mide bulandırıcıdır. Cumhuriyet’le kavgaları da bu yüzdendir zaten. Çıkardığı ilk yasal düzenlemelerden biri kölelik ve cariyeliği kaldırmak olan, kadını, evin dışındaki yaşama da davet eden Cumhuriyet anlayışının gün geçtikte daha çok tahrip edilmesi, üstelik bu zihniyetin kadınlardan destek görmesi çok dramatik.