Derler ya ‘’Bir şeyi 40 kere söylersen olur’’ diye.

Bazı sözcükleri, sıklıkla kullandığımız bir gerçek.

Olur mu, olmaz mı?

Orasını bilmem.

Hatta bırakınız 40 kere söylemeyi, çok daha fazla tekrarladıklarımız olmuştur.

Gazetede yer alan haberi okurken, toplumda yaygın olan inanışı anımsadım, endişeyle karışık belli belirsiz bir gülümsemeyle ‘’acaba’’ diye geçirdim içimden.

Haber özetle şöyle;

‘’Uyuz hastalığı son 4 yılda Türkiye’de yüzde 40 oranında artış gösterdi. Ciltte kızarıklık ve kaşıntı ile kendini gösteren uyuz, tedavi edilmediği takdirde kişiden kişiye bulaşarak yayılıyor. Hastaneye giden her 40 hastadan 4’üne uyuz teşhisi konulduğunu söyleyen uzmanlardan peş peşe uyarılar geliyor.’’

Uyuz ciltte kaşıntı, kızarıklık ve döküntülere neden olan bir cilt hastalığı olarak tanımlanıyor. Genellikle bir parazit olan "Sarcoptes scabiei" adlı mikroorganizmanın ciltte yol açtığı enfeksiyon sonucunda ortaya çıkıyor.

Zaten sağlığına, gereği gibi önem veren bir toplum değiliz.

Yetmezmiş gibi bir de sabahtan akşama kadar ‘’uyuz olmaktan’’ söz edersen olacağı bu.

‘’Şu adama uyuz oluyorum.’’

‘’Sonunda beni uyuz etti’’

‘’Öyle penaltı atılır mı? Uyuz oldum’’

‘’Esnaf mı, soytarı mı belli değil. Adam uyuz etti beni’’

‘’Hem suçlu, hem güçlü. Bir de sırıtışı yok mu? Uyuz etti beni’’

Dilimize yapışmış adeta, tiryakisi olmuşuz…

Ne 40’ı, ne 50’si…

60’ı, 70’i buluyordur kesin…

Her 40 kere tekrar edilen şeyler gerçekleşse keşke…

Kimileri yolcu ederdik siyaset sahnesinden…

Tabi işin şakası…

Ciddi bir hastalık…

Gerekli önlemleri eksiksiz almak gerek.