Bu Gençlerbirliği artık kabına sığmıyor. Her geçen gün kendini aşıyor.
Bir de öyle bir özgüven kazanıldı ki, rakip kim olursa olsun, skor ne olursa olsun, oyundan hiç kopmuyor ve cesurca mücadelesini veriyor.
Şanlıurfa deplasmanında da böyleydi Kocaeli’nde de… Evinde oynadığı Altay maçı da. Şanlıurfa’da 1-1’lik eşitlikten sonra penaltı kaçırmasına rağmen oyundan düşme yok… Yine aynı disiplin içinde, tıkır tıkır işleyen bir makine dişlisi gibi çalışıyor ve hedefine ulaşmak için didiniyor. Sinan Kaloğlu için görev yaptığı ve birlikte çok şey paylaştığı, duygusal açıdan son derece zorlu bir geçen eski kulübü olan Altay maçında erken gol bulmalarına karşın olası bir kazaya kurban gitmemek için işi sıkı tuttular ve son 5 dakikada buldukları 2 golle de farklı kazandılar. Bir de bu saydıklarımız olumlu davranışlar kadrodaki tüm futbolcular için geçerli. Teknik direktörleri, 11’de sahaya sürdükleri de bençte görev bekleyenleri de aynı anlayışla yoğurmuş, onlara bu görev bilincini aşılamış… O nedenle sakat veya cezalı kim eksikse, yerini alan da oyun anlayışına hemen uyum sağlıyor.
İşte bu özellikler; bütçesiyle, inanılmaz seyirci desteğiyle, yeterli ve kaliteli kadrosuyla Başkent ekibinden daha önde olan Kocaeli deplasmanında da kendini gösterdi.
Üstelik çok büyük dezavantajlarına rağmen… Çünkü körfez ekibi; Gençlerbirliği’nde daha önce görev yapan ya da alt yapısından yetişen Kaptan Candeias, Emir Ortakkaya, Yusuf Emre Gültekin, Atabey Çiçek, Barış Alıcı ile ezeli rakibi Ankaragücü formasını terletmiş, Beridze, Oğuz Ceylan, Atilla Turan, Yusuf Abdioğlu, Onur Atasayar gibi futbolculardan kurulmuş. Burak Öksüz (Ankara Demirspor) ve Mehmet Yıldız (Keçiörengücü) gibi geçmişte yolu Ankara’dan geçen oyuncular da kadrosunda.
Yani rakiplerini çok iyi tanıyorlar. Üstelik bazı zaafları iyi değerlendirerek 2-0’lık skorla öne geçip bunu maçın 88’inci dakikasına kadar sürdürmeyi başarıyorlar. Ama bilmedikleri tek şey, Gençlerbirliği artık eskisi gibi değil. Yeni oyun kurgularının yolu başta cesur yüreklerinden geçmektedir. Korku, sinme ve kabullenme gibi kötü duygularından arındırılmış, birlikte başarıya odaklanmış bir futbolcu grubuna sahip bir kadrosu var.
Ha bir de tüm yönetimsel krizlere, maddi sorunlara karşı da kendilerini adeta efsunlamış bir kadro olarak gördüklerine de inanmış durumdalar.
İşte bu yüzden, Süper lig şampiyonu etiketli teknik direktör ve 1.Lig için iyi sayılabilecek kaliteli ve yeterlilikteki kadroya sahip olmak bile Gençlerbirliği’ni öyle pek etkilemiyor.
İstatistikler incelendiğinde de açıkça görülecek ki iki takım arasında ahım- şahım bir fark da görülmüyor. Hatta tüm deplasman olumsuzluklarına, taraftar desteğine karşın etkili olma açından daha üstün konumda olan taraf kırmızı-siyahlılar oldu.
Nitekim, Sinan Kaloğlu Hoca da sergilenen iyi mücadele kadar oyuncuların pes etmemesine ve sakat oyuncularına rağmen emin adımlarla her hafta üzerlerine koyarak yollarına devam etmelerinden ve böylesine zorlu bir deplasmandan gerçekten altın değerinde bir puan çıkarmasından dolayı çok mutlu…
Biz de Başkent’in koca çınarının her gün daha da güçlenerek ve gelişerek hedefleri doğrultusunda ilerlemesinden son derece mutluluk duymaktayız.
Eminiz ki bu gidiş, alınan sonuçlar, ortaya konulan cesur futbol sürdüğü müddetçe başkan ve yönetim de çatlak seslere kulaklarını kapatıp, takımın hedefini ulaşabilmesi için maddi ve manevi tüm olanakları sunacaklardır.
Ulu Önder Atatürk’ün yüce Türk milletine layık gördüğü ve 100. yılını büyük bir mutlulukla kutladığımız Cumhuriyetimizle yaşıt Başkent’in bu değerli ekibine de böylesi yakışır.