Başkent Ankara'nın yıllardır süregelen bir ulaşım sorunu var… Farkında olarak ya da olmadan devam ettirilen bir yanlış. Bu kısmını bilemiyoruz çünkü düzeltilmesi yönünde yapılan girişimler, mevcut durumun değişmesinde etkin olamadı bir türlü…
Yanlış şu; Okulların kapanması ile birlikte Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü kent genelinde otobüslerde kısıtlamaya gidiyor. Yaz döneminde gerçekleştirilen yani Haziran-Eylül aylarını kapsayan bu uygulama her mahalle için uygulanıyor. Yani dolmuşu, özel halk otobüsü, metrosu olan ya da olmayan her mahalle için…
Uygulama yeterince gerçek durum dikkate alınmadan yapılıyor. Çünkü Başkentimizin köyden mahalleye dönüştürülen semtleri var… Ancak adının değiştirilmesi dışında mahalle olarak mağduriyetten başka bir koşulu olmayan sözde mahallelerimiz bunlar… Adı mahalle olduğu için kent merkezine 50 kilometre uzakta da olsa mecburen yarım yamalak hayvancılık yapılmaya çalışılan mahalleler. Kiminin okulu öğrencisizlikten kapalı… Hatta adı mahalle olan ancak aylardır imamı olmayan mahalleler var bu sözünü ettiğimiz yerler içerisinde. Nüfusu giderek azalıyor buraların doğal olarak. Hizmet de iyice azalıyor nüfus yok diye…
Oysa en temel ihtiyaç olan ulaşımın kısıtlanmaması gerekiyor en başta buralarda. Kış dönemi iyi kötü merkez ile bağlantısını kuruyor vatandaş. İlkokul taşımalı sistemle idare ediyor ancak lise ve üniversite öğrencileri için ulaşım olmazsa olmazı bu mahallelerin… Özellikle Gölbaşı'na bağlı çok sayıda dış mahallede yaşamaya çalışan vatandaş, örnek gösterebileceklerimizden bu bağlamda. Giderek içi daha da boşalıyor dış mahallelerin… O yüzden de tarım azalıyor, hayvancılık azalıyor… Ve de gittiğinizde sadece yaşlı nüfus ile karşılaşıyorsunuz bu mahallelerde.
Niye mi?
Çünkü liseye ya da üniversiteye giden öğrencisi okulların kapanmasıyla birlikte 'kısıtlanan' ulaşım uygulaması yüzünden eve kapanıp kalıyor. Merkeze inen, geri dönmek için saatlerce beklemek zorunda kalıyor. Çünkü günde bir sabah, bir de akşam verilen EGO otobüsü var, başka da koşulu yok bu insanların. Nerede bekler, nasıl bekler otobüsünü o da ayrı bir sorun… Lise ya da üniversite öğrencisi genç, çalışmak zorundaysa ya da stajı varsa çile daha da artıyor bu mahallelerde yaşarken.
50 kilometre uzakta olanı da, 30 kilometre uzakta olanı da ulaşımda aynı sıkıntıyı yaşıyor dış mahallelerde. Öğrencinin mağduriyetinin yanı sıra EGO'nun yaz uygulaması yıllardır çalışan vatandaşları da zora sokuyor. Özellikle sabah ve akşam mesai saatlerine denk gelen otobüslerin kaldırılması ya da kısıtlanması çaresizliğe dönüşüyor vatandaş için. Ne işine vaktinde gidebiliyor, ne de evine vaktinde dönebiliyor. Buraların bir de yaşlısı, hastası var. Onların da ulaşım ihtiyacı olabiliyor!
Kime göre, neye göre yapılıyor bu uygulama bilemiyoruz… Ancak gerçek durumdan çok uzak bir uygulama olduğu ortada. Ulaşımı sadece EGO'ya bağlı olan bir mahalle için bu tür kısıtlamaların yapılması, 'bu mahallelerde yaşamayın'dan başka bin anlam ifade etmiyor.
Şunu hatırlatmakta da yarar var; Söz konusu olan mahallelerde hizmetlerin kısıtlanmasının yanı sıra vatandaş 'mahallede yaşıyor' olmanın her türlü yükümlülüğünü merkez mahallelerde olduğu gibi yerine getiriyor. İşin o kısmında bir kısıtlama yok…