Bir 'Baston ve Kültür Şenliği'nde Bozkurt Güvenç, torununu da getirmişti. Devrek'i gezerken: 'Dede burada evler niye üst üste; Viyana'da böyle değil!' demişti. Hemen usumda Köy Enstitüleri ve Köykent projesi canlandı. İzmir'de kent dışını dolaştık bir tarihte. 'Varoşlar' ve 'Sanayi Tesisleri' İzmir'in güzelliğine hiç yakışmıyordu…

Bozkurt Güvenç Hoca, 'Büyüme mi, Yaşam mı? Hangisi sürdürülebilmeli?' diye soruyor ve şöyle diyordu: 'Çağdaş dünyayı ve uygarlığı son yıllarda uğraştıran bir sorun var. Sürdürülebilirlik. Eğer büyüme süreci yaşam kürenin sonu oluyorsa, niye sürdürülmeli ki? Gelişmişler kendi aralarında 'Ay'da bir uzay istasyonu kurmaktan, 30-40 yıl sonra Mars'ta yaşamaktan dem vuruyorlar, çevreciler ise 'insanoğlu uygun bir gezegen bulmadan, yerküredeki varlıkları sona erdirebilir görüşünü savunuyorlar'. Tek umut, dünyayı daha fazla ısıtmadan, yenilenebilir enerji kaynaklarının bulunup yaygınlaştırılmasında'. Dün denizlerde ve göllerde buharlaşmayı önlemek için yarı yarıya bir çözüm bulmuşlar…

***

Bize gelince, denizlerde müsilaj, göllerde kuruma yaşanırken; bizi yönetenlerin aklı fikri 'İslam'a hizmet'' Laikliği Anayasa'dan çıkarmak, doğayı yağmalamak-kirletmek. Şehirleri yaşanmaz kılan kalabalık-beton sevgisi, trafik çilesi, eğitimi dinselleştirmek, hukuku siyasalaştırmak, ülke kaynaklarını yabancılara sömürge etmek peşindeler. Rahmetli Orgeneral Cemal Gürsel, 'Türk milleti, tarihler yapmış, tarihler yaratmış bir millettir. 0nun soyu olan bizler de büyük milletimizin izinden gideceğiz' demişti. Bugün bizi yönetenler ne yazık ki büyük Atatürk'ü haklı çıkarma yarışındalar. 'NUTUK' ders olarak okutulmalı diye 40 yıldır yazdım. Ne gezer! Bugün millet fakr-u zaruret içine düşürülmüştür.

***

Köy Enstitüleri 67 yıl önce kapatılmasa, Köykent projesi sürdürülebilseydi; bugün dünya standartlarında bir Türkiye oluşturacaktık. Köykent, Türkiye Cumhuriyeti'nin Köy Enstitüleri Projesi'nden sonraki en kapsamlı kırsal kalkınma projesinin adıdır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1969 yılı seçim bildirgesinde de yer almış, daha sonra bu dönemde kurulan Köy İşleri Bakanlığı tarafından benimsenerek geliştirilmiştir. Bakanlığın 1973 yılında yayımladığı raporda, Köykent yaklaşımının amacı üç madde halinde özetlenmiştir:

1-Az sayıda personel ve az yatırımla, en kısa zamanda kırsal kesim nüfusunun tüm gereksinmelerinin karşılanması,

2-Hızlı nüfus artışının ortaya çıkardığı fazla nüfusun bir bölümü ile işsiz nüfusun Köykentlerde iş olanaklarına kavuşturulması,

3-Böylece, iş olanaklarına kavuşturulan kırsal nüfusun kentlere akımı sonucunda büyük kentler civarında oluşacak nüfus yığılmalarını engelleyerek, sağlıklı kentleşmenin sağlanması.

Rahmetli Bülent Ecevit, Köykentlerde köylerin değil, hizmetlerin, okulların ve sağlık ocaklarının da birleştirileceğini, bir köyün kendi başına fabrika kuramayacağını ancak birbirine yakın konumda olan emekleri, bilgileri ve maddi olanakları birleşen köykentler sayesinde, köylülerin, verimli tarım işletmelerinin yanı sıra, ortaklaşa sanayi işletmeleri de kurabileceklerini, kültür ve spor tesislerinden ortaklaşa yararlanabileceklerini, böylelikle kentlerin tüm olanaklarının köylere de ulaşmış olacağını belirtmiştir.

(devamı haftaya)