İlahi adalet tecelli etti ve Ankaragücü zorlu maratonun bitimine bir hafta kala ligin en dişili ekiplerinden biri olan Kayserispor’u hem de deplasmanda tek golle geçerek Süper Ligde kalmayı başardı.

Sakın ola ki rakibi küçümsemeyin ve Kayserisporluların geçmiş hizmetlerinden dolayı Tolunay Kafkas’a olan büyük sevgisine bakıp başka bir anlam yüklemeyin… Kayseri yaşadığı tüm zorluklara yani transfer tahtasının kapalı olmasına, 3 puan silme cezası almasına ve çektiği birçok sıkıntıya karşın son derece başarılı bir teknik adam olan Çağdaş Atan yönetiminde inanılmaz bir sezon geçirdi. Bir de takımın yaşadığı maddi sorunlar, üst üste gelen cezalar ve sakatlıklar son 8 haftada ayyuka çıkmasaydı, ligi en kötü ihtimalle 7.sırada bitirmesi işten bile değildi

Ankaragücü’ne bakınca, sezon başından itibaren yapılan ve bugünlere gelinmesindeki payı çok büyük olan transfer hataları (ara transferler dahil tam 30 futbolcu alındı, ne hikmetse bunun yarısı da Ocak’ta gönderildi) yine bir sezonda 4. kez yapılan teknik adam değişikliklerini, her gelen hocanın kendine göre bir kadro yapılanması içine girmelerini ve kendi sistemlerini oturtma çabalarının yaptığı tahribatları ancak iyi donanımlı, eğitimli, maçı iyi okuma ve aksayan yerlere anında müdahale edebilme yeteneklerine sahip bir teknik adam çözebilirdi.

Neyse 3’üncü denemeden sonra tam 11 hafta önce tüm bu özelliklere haiz olan bir Teknik Direktör bulundu.

Takım, Ankaralı olan Tolunay Kafkas’a emanet edildi… Ankaragücü alt yapısından yetişen, takıma gönülden bağlı olan Kafkas, bilgisi, görgüsü, tecrübesi ve her şeyden önemlisi karakteriyle tam olarak aranılan niteliklere sahipti. Kendisinden önceki hocalar gibi şanslı değildi çünkü kadroya müdahale edebilme şansı da yoktu. Yani elindekilerle yetinmeyi bilecekti. Üstelik takımın 12. Adamıyla da yaşadığı talihsiz bir olay yüzünden de sıkıntılıydı. Ayrıca Ankaragücü, 11 hafta önce yani 27 haftada oynadığı 25 maçta 7 galibiyet, 4 beraberlik alabilmiş, tehlike hattının 16. Ve 17.sıralarında 24 puanla yer alan İstanbul ve Giresun’un sadece bir puan üzerinde bulunuyordu.

Kayserispor maçı öncesi, yaptığı 10 karşılaşmada 4 galibiyet, 2 beraberlik ve 4 yenilgi (ki bunları Başakşehir, Fenerbahçe, Trabzon ve Galatasaray karşında aldı) ile 14 puan toplamasına karşın tehlike bölgesindeki diğer takımların da aldıkları sonuçlar yüzünden Başkent ekibi bir türlü rahat bir nefes alamıyordu. Üstelik rakipleri, ligden çekilen Hatay ve Gaziantep maçlarındaki hükmen galibiyetlerden gelen 6’şar puanı hanelerine yazdırırken sarı-lacivertlilerin payına sadece 3 puan düştü.

Son 2 haftaya girilirken düşmeme mücadelesindeki en büyük rakibi Giresunspor, evinde Trabzon’a yenilnce Ankaragücü’ne ligde kalması için gereken puan sayısı 1’e düştü.

Ne acıdır ki hakem hataları yüzünden en az 12 puan kaybeden 113 yıllık koca çınarın 52 sezon var olduğu Süper ligde devam edebilmesi için mutlak bir puan alması gerekiyordu.

Böyle sıkıntılar içinde gidilen Kayseri deplasmanında rakibin sakat ve cezalılar yüzünden birçok önemli silahından yoksundu. Zorunluktan 3 genç futbolcusuna yer veren rakibi karşısında Ankara ekibi planlarını 1 puan üzerine kurarak savunma güvenliğini ön planda tuttu.

Bir de 24.dakikada takımın maç boyunca Milson’un katkısı ve Kitsiou’nun ısrarcılığı sayesinde bulabildiği tek isabetli vuruş gole dönüşünce, Ankaragücü’nün ekmeğine adeta yağ sürüldü. Ev sahibi ekip golden sonra eşitliği bulmak için iyi mücadele etti. Hele rakibin baskısı karşısında iyice geriye çekilen Ankaragücü 2.yarının neredeyse tamamını kendi yarı alanında geçirdi. Ancak Kayserili sporcular ele geçirdikleri fırsatları son vuruşlardaki etkisizlikleri yüzünden sonuca gidemediler.

Sonuçta Ankaragücü, bir beklerken bulduğu 3 puanla ligde kalmayı ve son haftaya puan cetvelinde 11.sırada girmeyi başardı.

Artık iş yönetimde… Şimdi süratle teknik direktör konusu hemen netleştirilmeli ve onun fikirleri doğrultusunda transfer yapılmalı ki gelecek sezonda da aynı olay yaşanmamalı.