Türk hakemliği son yıllarda inanılmaz bir şekilde değersizleştirildi…
Bunun en büyük nedeni de Türk futbolu yönettiklerini zanneden yöneticilerin basiretsizliği…
Olayı, biraz eskiye doğru giderek açıklamaya çalışalım. Dikkat edin ne zaman gelişen, değerlenen bir iş, kurum, kuruluş Ankara'nın elinden alındıysa onun durumu hep böyle kötüye gider… Bunu Cumhuriyet tarihimizde her alanda ve aklınızın almayacağı kadar örnekle kanıtlayabiliriz.
Bakın Türkiye Futbol Federasyonuna…
Her ne kadar Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri hakkındaki 5894 sayılı kanununun 4. Maddesinin 2'inci fıkrasında 'TFF'nin merkezi Ankara'dadır' diye yazıyorsa da, federasyon yavaş yavaş İstanbul'a taşınarak ruhuyla birlikte 3 büyük kulübe teslim edildi. Trabzon hariç Anadolu kulüplerinin etkinliği azaltıldı. Gerçekte siyasetin merkezinin Ankara olmasına karşın TFF, ruhen İstanbul'a taşınmasından sonraki kadar siyaset ile bu kadar girift olmamıştı. Nedendir bilinmez; etkilitaraftar büyüklüğünden mi yoksa baskı yüzünden mi veya verilmek istenilen 'Bakın Anadolu'dan da Trabzonspor var' mesajıyla, Türk futbolunun 4'üncü büyük takımının aralarına alınmasıyla işler tamamen bu 4'lünün istekleri doğrultusunda yürütülmeye başladı.
Yine futbolumuzun etkili kurumlarından biriyle de bunu devam ettirebiliriz.
Kulüpler Birliği;rahmetli İlhan Cavcav tarafından Anadolu kulüplerinin bütünlüğünü korumak, 3 büyüklerin hegemonyasından kurtarmak için 2000 yılında Ankara'da kurulmuştu. Sonra lige havuz sisteminin getirilmesiyle3 büyükler de katılınca tüm Süper Lig kulüplerini kapsayan bir vakıf haline getirilerek bu kurum da acilen İstanbul'a taşındı. Bakmayın bunların birbirlerine girmelerine ortak çıkar söz konusu oldu mu birleşmelerine akıl erdiremezsiniz.
Merkez Hakem Kurulu da hakeza öyle… Türk futbolunun efsane yöneticilerinden rahmetli Halim Çorbalı tam 20 yıl başkanlık yapmıştı. Sonra o da Ankara'dan alınıp, İstanbul'a götürüldü. Arada birkaç yıl Ankara'ya döndürüldü ama ömrü uzun olmadı. O da aynı akıbete uğradı.
Özellikle son birkaç yıldır kulüplerimizin düşürüldüğü kötü durum ortaya çıkınca önce devlete el açtılar, bu da yeterli olmayınca tüm beceriksizliklerini, iş bilmezliklerini ve hatalarını sırtlarına yükleyecekleri 'Abalı'yı aradılar… Bunubulmak için çok da zorlanmadılar… Yıllardır her haksızlığa boyun eğen, sesini çıkaramayan ve ne yazık ki bir türlübirlik olamayan hakem camiasını onlar için biçilmiş kaftandı. Sanki kulüpleri kötü yöneten, çıkarları için kullanan ve en kötüsü de borç batağına sokan onlarmış gibi hedef tahtasına koydular. Özellikle de MHK'lerde her zaman iyi konumda olan Ankara'nın etkinliği iyice zayıflatılınca, gücü elinden alınınca da meydanı iyice boş buldular.Ama camiada temizlenmesi gereken, güçlerinden korktukları bazı kişiler vardı. Bunun için de hakemliği bile oldukça tartışılan ve ne hikmetse Serdar Tatlı'nın MHK'sine giren, Tatlı'nın kabullenemediği operasyon için Ferhat Gündoğdu seçildi ve maalesef bu isim Türk hakemliğine vurulmuş en büyük darbenin icracısı oldu. İtibarsızlaştırma bununla da bitmedi ve yeni yılın hemen başında yaşanan VAR kayıtlarının açıklanmasıyla ayyuka çıktı.
Hakemlerin Kozmik odasının bazı kulüplerin gönlü hoş olsun diye TFF eliyle açılmasına MHK de seyirci kalarak hakemlerine sahip çıkmadı.
Üstelik aynı MHK, FİFA Listesi için bildirdiği 2 yeni hakem Erkan Özdamar ve Atilla Karaoğlan ile yaşamının 28 yılını hakem camiasına vakfeden VAR Hakemi Özgüç Türkalp'i bir kalemde kelle isteyenlerin önüne attı.
Diğer iki hakemi pek iyi tanımam ama Özgüç Türkalp'i Ankaralı ve çok büyük bir spor yazarı olan rahmetli Erol Yaşar'ın(ki hakemlerin en büyük destekçilerinden biriydi) oğlu olmasından dolayı çok iyi bilirim. Namuslu, dürüst, kişilikli, efendi bir kardeşimiz. Her hakemin başına gelen talihsizlikler elbette ki onun da başına geldi. Hatalar da yaptı. VAR kayıtlarındaki konuşmalar da gösterdi ki hata olmaması için çok titizlendi. Belli ki arkadaşlarını yanlış yönlendirmekten korkuyordu. Bunu herkes dinledi. Hata insana mahsustur.Sonuçta her dürüst insan gibi hatayı tek başına üstlendi. Bununla da kalmayarak, hakemlik yaşamını noktaladı. Üzülme Sevgili Özgüç, gerçeklerin er yada geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.
Son sözüm de başta Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği ile tüm hakemlere; siz böyle birlik olmadıkça, sesinizi çıkarmadıkça, ehliyetsiz kişilerin başınıza getirilmesine tepki koymadıkça bu gibi durumları daha çok yaşarsınız.