Erken seçim olasılığını tartıştığımız önceki yazımızda erken seçim kararını verebilecek konumda olan AKP ve MHP'nin yaklaşımlarını ele almış...

Mevcut hükümet üzerindeki etkinliği nedeniyle MHP'nin erken seçimden bir fayda ummadığını, AKP'nin ise kötüye giden ekonomik tablo nedeniyle bir 'dış başarı' elde edemediği sürece seçime olumlu yaklaşmayacağını söylemiştik...

Daha sonra Suriye, Libya ve Kafkasya bölgelerinde umulan başarının sağlanamadığını da sözlerimize eklemiştik.

***

Bu durumda erken seçimin gerçekleşmesi için geriye tek bir olasılık kalıyor:

Ekonomik durumdaki bozulmanın devam etmesi nedeniyle oy kaybetme sürecine giren iktidar partilerinin seçim sistemini kendileri için avantajlı hale getirecek değişiklikleri yaptıktan sonra daha fazla yıpranmadan düğmeye basmaları...

Böyle bir olasılığın gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel, baraj açısından kritik eşikte bulunan MHP'nin olası bir seçimde barajın altında kalma ihtimali...

Dolayısıyla seçim sisteminde yapılabilecek değişikliklerde bu ihtimalin ortadan kaldırılması gerekiyor...

Nitekim, seçim sisteminin değiştirilmesi için çalışmalar yapıldığı ve AKP'nin hukukçu kurmaylarının 'dar bölgeli seçim sistem' üzerinde durdukları biliniyor.

***

Dar bölge seçim sistemi, bir seçim çevresinden yalnızca tek bir milletvekili seçilmesi esasına dayanır...

Bu durum, ittifak yapan partilerin aralarında anlaşarak beçim bölgelerinde hangi parti güçlüyse onun adayını desteklemeleri sonucunu doğurmaktadır...

Peki, bu sistem mevcut koşullarda ne getirir, ne götürür?

***

Bu noktada 2017 yılında Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından hazırlanan bir araştırmayı hatırlatmakta yarar var...

İş çevrelerinin görüşlerini yansıtan ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) ile yakın ilişkileri olan vakfın Hukuk Çalışmaları Merkezi Direktörü Dr. Levent Gönenç'in 'politika notu' olarak tanımladığı araştırmanın 'giriş' bölümünde şu sözler yer alıyor:

'AK Parti'nin hukukçu kurmayları ve Cumhurbaşkanlığına bağlı hukukçular seçim sistemi üzerinde çalışmaya başlamışlar. Önerilecek yeni sistem, yine basına yansıyan haberlere göre, dar bölge seçim sistemi.'...

Bu pasaj, söz konusu arayışların başlangıcının üç yıl öncesine kadar uzandığını gösteriyor...

İncelemenin devamında bu sistemin doğuracağı sonuçlar ele alınıyor ve şu saptamalar yapılıyor:

'Bu sistem gerçekten milletvekilleri ile seçmenler arasında daha sıkı bir bağın kurulmasına hizmet edebilir. Bununla birlikte feodal bağların güçlü olduğu toplumlarda, belli bir bölgede nüfuz sahibi olan kişiler siyasal partiler tarafından aday gösterilebilir ve bu adaylar nüfuzlarını seçilmek için kullanabilirler. Bu anlamda; aşiretlerin, cemaatlerin, ağaların, beylerin olduğu bir coğrafyada bu sistemin ne kadar sağlıklı sonuçlar doğuracağı, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur. Öte yandan, belli bir bölgede bölge halkı üzerinde güç ve etki sahibi olan bir adayın seçilebilmek için literatürde 'oy satın alma' (vote buying) adı verilen ve seçmenlere oyları karşılığında çıkar sağlanması anlamına gelen bir takım yollara başvurması da söz konusu olabilir. Türkiye için dar bölge sistemini önerirken demokratik ilkelerle bağdaşmayan ve birçok ülkede hukuka aykırı sayılan bu yola kolaylıkla sapılabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmamız gerekir. Sadece Suriyeli mülteci/vatandaşların bulundukları bölgelerde ortaya çıkabilecek tabloyu tahayyül etmek dahi sistemin bu bağlamda yaratabileceği sıkıntıları görmek açısından yeterli olacaktır.'

***

Dar bölge sisteminin iktidar partilerinin işine yararken muhalefet partilerinin işini ise zora sokacak bir başka özelliği de araştırmada şu sözlerle vurgulanıyor:

'Bu sistem kolaylıkla yukarıdaki senaryolardan iktidar lehine olanın gerçekleşmesini temin edecek şekilde tasarlanabilir. Nasıl mı? Seçim çevrelerinin sınırlarını değiştirerek. Dar bölge sistemindeki seçim çevrelerinin sınırları örneğin iktidar partisini destekleyenlerin ağırlıklı olarak yer aldığı bölgeler göz önüne alınarak çizilecek olursa, her seçim çevresinden seçilecek tek milletvekilinin o partiden olması büyük ölçüde garanti altına alınmış olur.'

(Devam edecek)