Bir önceki yazımda KPSS 2021 Tercih Kılavuzu'nda bu yıl kamuya alınacak şehir plancısı sayısının sıfır olduğunu yazmış ve sözümü de artık suyun damlasını toprağın zerresini ziyan etmeyecek yeni bir anlayışın kaçınılmaz olduğu vurgusuyla noktalamıştım.
Bu yazıyı yazmak üzere bilgisayar başına oturduğumda 'Rize'de sel felaketi' haberleri geçiyordu. Bilim adamlarının bu yıl özellikle Karadeniz bölgesinde olağanüstü sel ve heyelan felaketleri beklendiğine dair öngörüleri, daha yaz bitmeden doğrulandı. Rize'de sel ve heyelan nedeniyle karayolları çöktü, yine ev ve işyerlerini su bastı ve yine can kayıpları oldu.
Nasihat olmazsa musibet dedikleri şey bu olsa gerek.
Prof. Dr. Ali Demirsoy'dan bahsedeceğim şimdi. Tıpkı pek çok bilim adamı gibi o da iklim değişikliklerinin olası sonuçları konusunda uyarılarda bulunuyor. Beyaz saçları ve yumuşak ses tonuyla sevimli bilge bir kişi; gelin görün ki mesajları oldukça sert.
Demirsoy, 1960'lı yıllardan beri Türkiye'yi adım adım gezmiş ve hangi dağ başında, hangi ovada su bulunduğunu, hangi çeşmelerin aktığını tek tek tespit etmiş ve veriye dönüştürmüş. Yıllar sonra aynı yerlere gittiğinde de büyük bir felaketin kapımızda olduğunu anlamış. Zira, o akar çeşmelerin hemen hemen tamamının susuzluktan kırıldığına bizzat tanıklık etmiş.
Daha iki gün önce Meteoroloji'nin yayınladığı rapora göre, Anadolu'da yağışlar yüzde 98 oranında azalmış ve ülkenin neredeyse yarısı 'olağanüstü kurak' kategorisine girmiş. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Doktor Erol Kesici, 'Birçok bilim insanı değerlendirmesinde, son yüzyıl içerisinde, özellikle geçen yıldan itibaren hava sıcaklıklarının giderek artması, yağışların çok kararsızlığının, bugüne kadar görülmediği belirtiyor. Bu artık acil durum ve mutlak suretle önlemler alınması gerekiyor' diyor.
Dünyada da tanınan Türkiye'nin yetiştirdiği çok saygın bir biyolog olan Ali Demirsoy da, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Müslüman-Hıristiyan fark etmez herkesin kapısını çalacak felakete karşı adeta feryat figan içinde. Kehanetlerini sıralamıyor, bilimsel veriler ışığında herkesin anlayacağı bir dilde bütün düzenleri sarsacak olan iklim değişiklikleri konusunda önlem alınmasının kaçınılmazlığına işaret ediyor. Diyor ki, 'Artık bir kova su ile yıkanmayı, bir bardak su ile diş fırçalamayı öğrenmemiz gerekiyor.'
Sadece insanlar için değil tüm canlı hayatının devamlılığı için yaşamsal önemi bulunan suyun kullanımının çok iyi planlanmasını, buna uygun bir altyapı sisteminin kurulmasını söylüyor. Örneğin, mutfaklardaki atık suların tuvaletlerde değerlendirileceği bir yapılaşmadan, yeni bir şehirleşmeden yani zihniyet değişikliğinden söz ediyor. Ardından yeterli bir hayat tecrübesi edinmiş, bu memleketin alışkanlıklarını öğrenmiş bir hoca olarak da ekliyor.
'Hayale kapılacak yaşta da değilim'
Prof. Dr. Ali Demirsoy, tıpkı başka bilim adamları gibi uyarıyor ancak anlıyoruz ki, o da ümitsiz.
Nasıl olmasın ki…
Nasihat (bilim) işe yaramıyor…
Musibet de…