Son yazımızda koronavirüs aşılarının üretiminde farklı tekniklerin kullanılması ve aşı üreten şirketlerin arkasında farklı devletlerin bulunması nedeniyle ticari rekabetin küresel bir rekabete dönüştüğünü söylemiştik...
Kısa bir hatırlatma yaparsak, başlangıçta ABD Başkanı Trump, virüsün kökeninin Çin'in Wuhan kentindeki gıda ürünleri pazarı olduğunu öne sürmüş ve Covid-19 virüsünün 'Çin virüsü' olarak adlandırılmasını savunmuştu. Bu iddianın dayanağı, ilk olarak Çin'in 31 Aralık 2019'da sözü edilen kentte 'kaynağı bilinmeyen gizemli bir solunum yolu hastalığının' ortaya çıktığını DSÖ'ye bildirmiş olmasıydı...
Bunun ardından virüsün kaynağı ile ilgili tartışmalar başladı. O aşamada, İngiliz St George's Üniversitesi'nden onkoloji profesörü Angus Dalgleish ve Norveçli ilaç şirketi Immunor'un başkanı Dr. Birger Sorensen, 'virüsün yapısında sadece laboratuvar manipülasyonu ile oluşabilecek izler bulduklarını', bu izlerin virüsün doğal yollardan mutasyon geçirmediğini ortaya koyduğunu iddia ettiler...
Çin ise en başından beri virüsün ilk olarak ABD'de ortaya çıktığını ve Wuhan'da yapılan askeri olimpiyatlar sırasında ABD'li bir sporcu tarafından Çinlilere bulaştırıldığını savundu. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Lician, yaptığı bir açıklamada 1943-1969 yıllarında ABD'nin biyolojik silah programının merkezi konumundaki Fort Detrick laboratuvarında 'virüs geliştirme' konusunda deneyler yapıldığını iddia ederek, DSÖ heyeti 'laboratuvarlarda incelemeler yürütülecekse önce Fort Detrick'e gitmelidir' ifadesini kullandı.
***
Ne var ki, ABD ve Batılı ülkelerin DSÖ üzerindeki baskıları sonucunda DSÖ heyeti, inceleme içen ABD'ye değil Çin'e gidilmesini kararlaştırdı...
Danimarkalı uzman Peter Ben Embarek başkanlığında ABD, Avustralya, Almanya, Japonya, İngiltere, Rusya, Hollanda, Katar ve Vietnamlı uzman ve araştırmacılardan bir heyet oluşturuldu. Heyet, Wuhan'daki deniz ürünleri gıda pazarının yanı sıra muhtemel kaynaklar olarak görülen Hubey Çin ve Batı Tıbbı Bütünleşik Bölge Hastanesi, Vuhan Jinyintan Hastanesi, Hubey Eyaleti Hastalık Kontrol Merkezi ve Hayvan Hastalıkları Merkezinde incelemeler yaptı...
İnceleme sonucu yayınlanan raporda virüsün laboratuvardan sızma olayının 'son derece gayrimuhtemel' olduğu sonucuna varıldı ve bu sonuç heyet başkanı tarafından yapılan bir açıklamada da tekrarlandı. Ancak aradan bir süre geçtikten sonra başkan Embarek, 'Raporda öyle söyledik ama bu ifade sızma olayının 'imkansız' olduğu anlamına gelmez' diyerek bir 'düzeltme' yaptı. Onunla da kalmadı, bu ifadenin rapora Çinli yetkililerin baskısı nedeniyle girdiğini öne sürdü.
***
Benmarek'in 'ifade değiştirme' olayından önce ABD Dışişleri Bakanlığı, DSÖ heyetinin Çin'de yaptığı incelemenin sonuçları ne olursa olsun bulgular kendi istihbaratı tarafından doğrulanmadıkça raporu kabul etmeyeceğini duyurmuştu...
Wuhan'da araştırmalar yapan DSÖ ekibinden İngiliz zoolog Peter Daszac ise ABD'nin bu açıklamasına tepki göstermiş ve 'istihbaratınıza çok fazla bel bağlamayın' uyarısında bulunmuştu...
ABD kaynaklı fonlar kullanan bir şirketi de olan Daszac'ın bu uyarısı ABD siyasi çevrelerinde büyük rahatsızlık yarattı. Cumhuriyetçi Parti, Temsilciler Meclisinde onun hakkında bir araştırma başlattı.
***
Virüsün kökeni konusunda tartışmalar, bilgi kirliliği yaratan faktörlerden yalnızca biriydi... Bunun yanı sıra kimin aşısının daha etkin olduğuna ilişkin tartışma da hızla büyüdü ve 'devletler arası' bir tartışmaya dönüştü...
Bu aşamada ABD Dışişleri Bakanlığı, koronavuirüs aşısı Sputnik 'i geliştiren Rusya'yı da hedef tahtasına koydu. Yapılan suçlamalardan birine göre ABD kökenli Pfizer ve Moderna ilaç şirketleri tarafından üretilen aşıları itibarsızlaştırmak için Rus istihbarat servisleri devreye girmiş ve üç bilimsel makale yayınlatmışlardı. Bu konuda bir açıklama yapan ABD Dışişleri yetkilisi, 'Yayınlar, hem Pfizer hem de Moderna aşıları ile ilgili pek çok dezenformasyon yaydı' ifadesini kullandı...
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise bu suçlamayı 'saçmalık' olarak niteledi ve 'Rus istihbarat servislerinin Amerikan şiketleri tarafından üretilen aşıların eleştirilmesiyle bir ilgisi yok. Eğer Sputnik V ile ilgili her yayını ABD istihbarat servislerinin faaliyetlerine bağlasaydık, aklımızı yitirirdik' ' diye cevapladı.
(Devam edecek)