Afganistan'ın ilk kadın belediye başkanı olan Zarifa Ghafari, Taliban, Kabil'i ele geçirip de ülkede tam kontrolü sağlayınca radikal İslamcıların, kapısına dayanmasını beklemişti. Zira, defalarca Taliban tarafından tehdit edilen biriydi. Ghafari, 'Burada oturmuş gelmelerini bekliyorum. Bana ve aileme yardım edecek kimse yok. Benim gibi insanlar için gelecekler ve beni öldürecekler. Ailemi bırakamam. Zaten nereye gideceğim ki?' demişti. Onun gibi daha pek çok kadın, Taliban'ın kadınları adeta bir tabutta veya parmaklıklar ardında, duvarlar arasında yaşamaya mahkum eden uygulamaları karşısında protesto için sokağa çıkmıştı. Oysa, Kabil havaalanında ABD uçaklarına binebilmek için ölümü göze alan erkekler kaçmayı yeğlemişti.
Tabutta, parmaklıklar arkasında ya da duvarlar arasında... Afganistanlı kadınlar, karanlık bir gecenin içinde anlamsızlaşan renkler gibi silinip giderken binlerce kilometre uzaklıkta, bolluk ve bereket tanrıçası Kibele'nin yurdunda bir kadına mütevazı bir ödül verildi. Taliban kadar olmasa bile onunla anlayış birliğinde olduğunu düşünenlerin iktidarı altındaki ülkede, sosyal ve ekonomik hayatta görünür olması istenilmeyen kadını, tam tersine, erkekle bir ve eşit gören bir inancın hayat bulduğu bir bozkır kasabasında yakılan ışığın elden ele geçmesiydi bu ödül...
Asırlar önce 13. yüzyılda Aşıkpaşazade tarihinde adı geçen Bacıyan-ı Rum'dan, Kadıncık Ana'dan bu yana süregelen bir ışık geleneği de denilebilir buna...
Felsefesi derin, benzersiz...
'Erkek kadın sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok
Eksiklik, noksanlık senin özünde'
UNESCO da bu felsefenin, inancın evrenselliğini, kadını yücelten, onu eksik bir varlık olarak görmeyen yanını dikkate alarak 2021 yılını Hacı Bektaş Veli'yi anma yılı ilan etti. Ölümünün 750. Yıldönümünde, düşünceleriyle hala yaşadığını kabul edercesine... Yine bu yıl 58.Ulusal 32. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında bu yıl 28.si verilen Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü de Yaşar Seyman'a takdim edildi. Hem de Afganistan'ın ilk kadın belediye başkanının 'öldürülmeyi bekliyorum' dediği, Taliban'ın aydınlığı karanlığa boğduğu günlerde. Dolayısıyla, bir kadının seçilmiş olması bile ödülün kendi bağlamından öte bir anlam ve derinlik kazandı.
Yaşar Seyman, Almanya'da gösterilen 'Kadının Türküsü' belgeselinin metin yazarı... Düşün dünyamıza değer katan pek çok kitap onun imzasını taşıyor. 'Benazir', 'Yangın Yeriydi Yurdum' kitapları yabancı dillere çevrilen, son olarak da Hacı Bektaş Veli'nin mesajını ilk alan Kadıncık Ana'yı kitaplaştıran, ulusal ve uluslar arası ölçekte pek çok ödülün sahibi... Yaşar Seyman için Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü'nü almak ise apayrı bir değer ifade ediyor. Seyman,'Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok' diyen Hacı Bektaş Veli, kadının varlığını da yok saymamış, onu her zaman üstün tutmuş, Anadolu'da kadınlı-erkekli bir birlik-dirlik düzeni kurarak toplumu daha aydınlık bir amaca ulaştırma çabasında olmuştur' diyor ve ekliyor:
'Bu ödül benim için büyük bir onurdur. Omuzlarıma yüklenen sorumluluk şimdi daha çok arttı.'
Dünyayı hep bir düalizm çerçevesinden yorumlayan düşünce ve inançlar hep olageldi. İyilik-kötülük, soğuk-sıcak, güzel-çirkin, gece-gündüz gibi...
Afganistan'ın derin vadilerine, dağlarına karanlık çöktü şimdilerde.
Bacıyan-ı Rum diyarında, bozkırın ortasında ise yüzyıllardır yanan ışık hiç sönmüyor.