Nepotizmin, adam kayırmacılığın, ahbap çavuş ilişkilerinin Türkiye'nin siyasal yaşamına bu denli hoyratça yön verdiği, etkili olduğu bir zamana tanıklık ediyoruz. Bizim tarihimizde örnekleri vardır ama, bu yaygınlıkta, bu pervasızlıkta bir kayırmacılığın sıradan bir vakaya dönüşüp normalleştirilmesine ender rastlanır. Öyle ki, bu kayırmacılığı meşrulaştıracak dayanakları bizzat dinin kendisinde bulanlar bile vardır.

Mutlaka anımsamışsınızdır. AKP milletvekillerinden Mehmet Metiner, katıldığı bir programda 'Akraba olduğu için atanma olmaz ama şunu da söyleyeyim; biz inançlı insanlarız değil mi, cuma namazına gittiğimizde her hafta hutbede ne okunur; 'akrabalarını koru kolla' der.'' şeklinde konuşmuştu. Sunucu, 'O zaman sizin yaptığınız bu? Öyle mi oluyor?' diye sorunca 'Vallahi sen Allah'ın ayetine bile karşı geliyorsan ben sana ne diyeyim' cevabını vermişti. İnsan ikrah olmaz da ne yapar bu sözler karşısında?

Mantık, yönetme tarzı bu olunca, sülale saltanatı kurulmasında hiçbir sakınca görülmediği malum. Nitekim, bugün kamu kurumlarındaki kadrolaşmalar parti, cemaat ya da aile ilişkileri üzerinden gerçekleştirilmekte, belirli aileler belirli yerlerde nüfuz alanları oluşturmaktadır. Örneğin Adalet eski Bakanı Abdülhamit Gül, kamu Baş denetçisi Şeref Malkoç'un damadı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yapan Zehra Zümrüt Selçuk, eski Kültür Bakanı Atilla Koç'un kızı. Kardeşi Ali Taha Koç ise Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı. Binali Yıldırım'ın kızı, gelini, damadı Kızılay'ın İstanbul şubesine doluşmuşlar.

Bir ara devlet yönetimindeki kayırmacılığa dair kimileri liste tutup bunları açıklardı. Geldiğimiz aşamada, bunları söylemenin hiçbir orijinal tarafı kalmadı ve alışıldı.

Son olarak milletvekili listelerinin belirlenmesi aşamasında aynı yaklaşım hakim oldu ve anladık ki, vekillik makamı babadan oğula geçen değerli bir mirasa dönüşmüş…

AKP listelerine bakıldığında sayısız örnek var.

Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın oğlu Mücahit Arınç, Manisa'dan aday gösterildi. Eski Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in avukat oğlu Cem Şahin, memleketi Karabük'ten birinci sıraya konuldu. Eski Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen'in oğlu Muaz Ergezen, Bitlis'ten ikinci sıra milletvekili adayı gösterildi. Eski Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek'in oğlu Osman Gökçek Ankara'dan milletvekili adayı oldu. Eski AKP Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel'in oğlu Emrah Karayel İstanbul'dan listeye girerken, eski Mardin milletvekili Süleyman Bölünmez'in kızı Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir'den aday gösterildi.

MHP'nin kurucusu Alpaslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş ise Ankara'dan liste başı oldu. CHP'nin eski İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın'ın kızı Derya Ayaydın da İstanbul 2'nci Bölgede AKP'den sıraya girdi. Eski AKP Malatya Milletvekili Fuat Ölmeztoprak'ın kızı avukat İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak Malatya 3. Sırada… Eski Kalkınma Bakan Yardımcısı ve Bingöl eski Milletvekili Yusuf Coşkun'un avukat oğlu Furkan Ufuk Coşkun da milletvekili adayı… AKP listelerindeki en genç milletvekili adayı olan Nisa Alptekin de eski milletvekillerinden İsmail Alptekin'in kızı.

Kim bilir bizim bilmediğimiz daha kimler var?

2006 yılında seçilme yaşı 30'dan 25'e, 2018 yılında da 25'ten 18'e düşürülürken herkes siyasette gençlere alan açılacağı iddia ediyordu. Şimdi tam bir hayal kırıklığı…

Milletvekili seçilme imkanı verilen bir tane işçi, işe yeni başlamış bir memur, bir Anadolu kentinde çalışan genç bir esnaf var mı? Yok. Demek ki, kendisine alan açılması istenen gençler, iktidara yapışmış bir avuç siyaset erbabının konfor içinde yüzen çocukları imiş.

Hanedanlık düzeni kurulup kurulmadığı konusunda bir kuşkunuz varsa bu listeler sizi ikna etmeye yeter de artar bile.