İbn-i Sina'ya atfedilen güzel bir söz vardır; şu sıralar ortalığı sarmış bayağılıklar karşısında sık sık hatırlanıyor. 'Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terk eder' demiş İbn-i Sina… Cahilin daha ferasetli olduğunu söyleyen akademisyenlerin televizyon ekranlarını doldurduğu, cehaletin övüldüğü, eğitimli nüfusun bir nefret öznesine dönüştürüldüğü Türkiye'de kültür sanat hayatımız da, yayın dünyamız da giderek kuruyor.
Yakın tarihlere kadar çok güçlü haber dergilerimiz vardı; bugün onların hiçbiri yok. Mizah dergilerimizin birçoğu kapandı; kalanları ayakta kalma mücadelesi veriyor. Yayınevleri kapanıyor, gazeteler sayfa azaltma yoluna gidiyor. Gazeteler uzun zamandır haber merkezlerini zaten küçültmüşlerdi. 500-600 bin satan gazeteler, bugün birkaç binlik tiraja ancak ulaşabiliyor; iktidara tam teslimiyet içindeki Hürriyet, Milliyet gibi gazeteler kamu kurumlarının desteği olmasa hemen kapanacak. Okuyucu nezdinde öylesine itibar kaybettiler ki yazdıklarının zerrece değeri var yok, itibarları sıfır.
Televizyonlar ise çok kanallı ama hepsi tek sesli. Birgün, Evrensel, Tele 1, Halk Tv, KRT, Cumhuriyet gibi medya araçları ise iktidarın baskısı karşısında direnmeye devam ediyor. Her biri ya kadro ya sayfa azaltarak küçülmeyi tercih ediyor.
Yerel basının ise iflahı kesilmiş durumda.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2021 yılı verileri vahim. TÜİK'e göre, 2021 yılında 2020 yılına gazete ve dergilerin sayısı yüzde 6, tirajları ise yüzde 7,2 azaldı. 2012 yılında 3 bin 4 olan gazete sayısı 2016'de 2 bin 527'ye, 2020'de 2 bin 164'e ve 2021'de de 2 bin 71'e düştü.
Dergi sayılarındaki düşüş de dramatik. 2012 yılında 4 bin 105 olan dergi sayıları ise 2016 yılında 3 bin 738'e, 2020 yılında 2 bin 582'ye ve 2021 yılında da 2 bin 389'a indi. Bu verilere göre, son on yılda dergilerin sayısındaki azalma yüzde 58...
Bu demektir ki, farklı fikirler artık kendini ifade imkanından mahrum…
Yayınlanan dergilerin yüzde 16,7'si sektörel/mesleki, yüzde 14,9'u akademik, yüzde 8,7'si edebiyat/tarih içerikli olurken gazetelerin yüzde 90,3'ü siyasi/haber/güncel, yüzde 1,9'u sektörel/mesleki, yüzde 1,9'u yerel yönetim içerikli yayımlandı.
Bu gerilemenin değişen okuyucu alışkanlıklarıyla kuşkusuz ilişkisi var. Artık dijital medya öne çıkıyor, okuyucu yazılı medyayı tercih etmiyor. Ancak, artan kağıt maliyetlerinin, döviz sıkıntısı kaynaklı kağıt temininde yaşanan güçlüklerin, yaşadığımız ekonomik krizin, satın alma gücü düşen okuyucunun gazete dergi almaktan vazgeçmesinin de çok önemli bir faktör olduğu göz ardı edilemez. Bugün kitap almak basbayağı paralı olmayı gerektiriyor. Pırlantada özel tüketim vergisini kaldıran devletin kitap söz konusu olduğunda yüzde 8 KDV alması anlaşılır gibi değil.
Son olarak, Sözcü ve Korkusuz gazeteleri, küçültmeye gittikleri gerekçesiyle Çiğdem Toker, Hüsnü Mahalli gibi yazarların da aralarında olduğu pek çok isim ile yollarını ayırdı. Her yayın organı bu tür kararları zaman zaman alabilir. Ancak, işe son verme kararının avukatlar aracılığı ile yazarlara iletilmesi, nezaketsizliğin sızmadığı bir yerin kalmadığını gösteriyor. Son derece üzücü…