Futbol da yeniden hüsran rüzgarları esmeye, yerli mi- yabancı mı tartışmaları alevlenmeye başlamışken Akdeniz’den gelen tatlı bir meltem, havamızı birden değiştiriverdi.
Umutsuzluktan mutluluğa dönüşüm; bir İtalyan teknik adamın göreve getirilmesiyle başladı.
Doğrusunu isterseniz, avucumuza kadar gelen Euro 2024’e katılma şansının bir anda uçup gitme endişesiyle Ermenistan beraberliğinden sonra Stefan Kuntz’un mutlak gitmesi gerekliliği konusunda hemen hemen herkesin hemfikir olması da oldukça enteresandı. Ayrıca Alman Hocanın milli futbolculara karşı takındığı soğuk tavır da bu ortak düşüncenin oluşmasına büyük katkı sağladı.
Ayrıca aşılması gereken çok kritik Hırvatistan ve Letonya maçı için yeteneklerinden asla kuşku duymadığımız bizim çocuklar için tek ilacın, onların sıfırın altına düşmüş morallerini yükseltecek, öz güvenlerine yeniden kavuşturacak kişinin yerli teknik adam olması konusunda da neredeyse ulusal bir konsensus oluşmuştu.
Çünkü bizim çocukları ancak bizden biri çok iyi anlayabilirdi. Bu düşüncede olanlardan biri de bendim. Ancak federasyon yönetimi devreye girdi ve soğuk Almana karşı, sıcakkanlı bir İtalyan’ı tercih etti.
Yani duygusal yanı Türklerle bağdaşan, üstelik ülkemizde çalıştırdığı Adana Demirspor’a da kaliteli bir futbol kimliği kazandıran Vincenzo Montella’ya yine bizim bakışımız pek de olumlu değildi. ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yok’ söylemi içimize yerleşmişti bir kere…
Bu tavrımızın değişmesi çok sürmedi. Hırvatistan karşısında sahneye koyduğu ince taktikler sonucu gelen zafer, aynı zamanda bu takıma karşı tarihimizdeki ilk deplasman galibiyeti oldu. 3 gün sonra da Konya’da son dönemlerde başımızın belası konumuna yükselmiş Letonya’yı da ilk kez sahamızda yenmeyi başardık.
Yani umutsuzluktan mutluluğa dönüş bir haftalık kısacık bir süre içinde gerçekleşiverdi.
Tabi bunun oluşumu kısa sürdü ama kolay olmadı. Kuntz ile yaşanan sıkıntılar, Montella ile bertaraf edildi, Eyvah yine finallere katılamadık derken arka arkaya aldığımız iki tarihi galibiyetle Almanya biletini bir maç kala garanti altına aldık. Bu durum Montella’nın da Türk futbol tarihinde milli takımı şampiyonaya götüren ilk yabancı teknik adam olarak yer almasını sağladı.
Aslında Euro 2024’e gitmeyi garantilemekle kalmadık, bize grup birincisi olma yolu da açılmış oldu. Galler ile deplasmanda yapacağımız mücadeleden puan ya da puanlar çıkararak 2 Aralık’taki kura çekiminde 1.torbada ev sahibi Almanya, Portekiz, Fransa, İngiltere, Belçika ile birlikte yer alabilme hesapları içinde bulduk kendimizi…
Bu kısacık sürede Montella, yıldızlar topluluğuna sahip bir kadro oluşturan Fenerbahçe ve Galatasaray’da yabancı futbolcuların arasından 3 yerli futbolcu oynatma kontenjanından yararlanarak kadroda yer almayı başaranlar ile birlikte Adana Demirspor’u çalıştırdığı dönemde yakından tanıdığı ve güvendiği futbolcuları, sırf yurtdışında önemli liglerde mücadele eden takımlarda süre alamadıkları halde otomatik olarak 11’e yazılan isimlere karşı ezdirmedi. İtalyan hoca, bu hareketiyle, kim o sürede daha formdaysa formayı alabileceğine futbolcuları inandırdı. Bu durum uzun süredir Milli takımızın ilk 11’inde ilk kez Süper Ligden 8 futbolcunun birden görev alması da bunun göstergesiydi. Ayrıca Samet gibi takımlarında yer alamadıkları halde güven duyduğu futbolculara çekinmeden formayı teslim etmesi de millilerimizde bir özgüven patlamasını sağladı.
Elbette ki bu duruma sadece Montella’nın hakkaniyetli davranması ve özgüven kazandırma dokunuşları ile gelmedik. Federasyonun korkusuzca en kritik dönemde milli takımı bir yabancıya vermesinin yanı sıra Galatasaray ve Fenerbahçe’nin Avrupa kupalarındaki başarıları, bu takımlarımızı çalıştıran Okan Buruk ve İsmail Kartal’ın katkıları, özellikle görev verdikleriyle yanında oturttukları futbolcuları ayırmadan her an görev alacakmış gibi hazır tutma yetenekleri de göz önüne alınmalı.
Euro 2024 finallerine katılma hedefine ulaşmak çok zora girmişti ama bunu başardık. İşte elde edilen bu önemli başarılar; tüm futbol unsurlarının, o arzuladığımız ve özlediğimiz milli takım etrafında birleşmesini sağladı.
Şimdi önemli olan yaşadığımız sıkıntıları giderecek önlemleri almak, eksikliklerimizi tamamlamak ve zaman geçirmeden milli takımı hazırlamak… Unutmayalım Almanya’da yaşayan ve milli takıma 12.adam olacak 3 milyon Türk o günlerin hayalini kuruyor.