Trump'ın 'barış planı' tahmin edileceği üzere tüm Filistin örgütleri tarafından 'kategorik olarak' reddedildi...

Buna karşılık, İsrail Başbakanı Netanyahu, planı 'İsrail için çok büyük ve tarihi bir kazanım' olarak niteledi...

Bunda da haksız değil; çünkü planda yer alan maddeler, İsrail'in işgal politikalarına karşı çıkmayı, siyasi tutukluların ailelerine yardım yapmayı, İsrail'in işlediği insanlık suçlarına karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne şikayette bulunmayı, İsrail'in onayı olmadan herhangi bir uluslararası kuruluşa üye olmayı yasaklıyor.

***

İsrail Başbakanı Netanyahu, Trump'ın hazırladığı planın 'İsrail için, barış için harika bir plan' olduğunu beyan ettikten sonra komediyi şu sözlerle devam ettirdi:

'Filistin tarafıyla müzakere etmeyi kabul ettim çünkü Trump'ın barış planı gerekli dengeyi sağlıyor. İsrail'in kendisini savunması için Batı Şeria'daki Ürdün Vadisi ve diğer yerlerde İsrail egemenliğinin bulunması gerektiğini tanıyor.'

Ardından sözlerini Trump'ın damadı, planın hazırlayıcısı ve ABD'deki siyonist lobinin en önemli figürlerinden biri olan Jared Kushner'e şu sözlerle hitap ederek noktaladı:

'Jared, bugün Yahudi halkının güvenliğinin temin edilmesine yardım ettin. Yahudi devleti sana ve Trump'a sonsuz minnet borçludur.'

***

'Barış planı' adı altında açıklanan bu yeni savaş ilanının sergilendiği tiyatroda Arap izleyiciler de vardı...

Netanyahu, onlara da teşekkür ederek, 'Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman'ın burada elçilerini görmek çok güzel, ne kadar önemli bir anda olduğumuzu gösteriyor.' dedi...

Netanyahu, hiç kuşkusuz toplantıya elçisini göndermeyen ama izlediği politikalarla Filistin davasının toprağa gömülmesine yardım eden Suudi Arabistan gibi ülkelere de içinden bir teşekkür göndermiştir!

***

Bu arada yüzlerce yıllık sorunu bir çırpıda çözecek planını açıklayan Trump'ın konuşmasında El Aksa camiinin adını bile doğru telaffuz edemeyerek 'El Aqua' demesi 'komedi'nin zirve noktalarından biriydi...

Almanya'nın etkin gazetelerinden 'Süddeutsche Zeitung'da yer alan bir yazıda, bu konuya değinilerek şu saptama yapıldı:

'Durum ciddi olmasa, El Aksa Camiine 'El Aqua' diyen bir adamın bu belgeyi 'yüzyılın anlaşması' ilan etmesine ancak gülünebilirdi. Washington'daki etkinlik de İsrail Başbakanı ve ABD Başkanı için seçmen tabanlarını motive etme amacı güttükleri bir şov olarak görülebilirdi. Ancak İsrail'de 2 Mart'ta ve sekiz ay sonrasında ABD'de oy pusulaları sayıldıktan sonra (bu planın) asıl yıkıcı etkisi ortaya çıkacaktır. Bunun vereceği zarar, düzenlenecek protesto ve saldırılardaki ölü ve yaralıların da çok ötesinde olacaktır. Dünyanın en güçlü ülkesi, İsrail sağının azami taleplerini artık benimsediğine göre kestirilebilir bir gelecekte Kudüs'te bu tutumun dışına çıkabilecek bir başbakan olmayacaktır'.

***

Trump'ın yaptığı bu tür çıkışlarda mantıki gerekçeler aramanın çoğu zaman faydası yok ...

Ancak, sergilenen son gösterinin çok da sebepsiz olduğu söylenemez...

Bu gösteri, yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde Amerikan toplumunda yaygınlaşmakta olan'Hıristiyan siyonist' akımların Trump'a verdiği desteğin sağlamlaştırılmayı ve Trump'ın politikalarına muhalefet eden ancak İsrail'i destekleme konusunda 'son derece hassas' olan Demokrat Parti içindeki 'liberal Yahudileri' bölmeyi amaçlıyor...

Sayıları ve etkileri hızla artan 'Hıristiyan siyonistler' , mesihi inançları dolayısıyla Kudüs'te kurulacak bir Yahudi devletinin İsa'nın yeryüzüne dönüşünü hızlandıracağına ve bu dönüşün ardından yaşanacak kaosun sonunda 'göklerin krallığının' yeniden kurulacağına inanıyor...

2018 yılı Mayıs ayında, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e nakletme töreni sırasında bir konuşma yapan evangelist papaz Robert Jeffress (kendisi aynı zamanda Trump'a dini konularda danışmanlık yapıyor) bu inancı şöyle dile getirmişti:

'Baba... Peygamberlerimizin binlerce yıl önceki kehanetlerini yerine getirdiğin ve halkını vaad edilmiş topraklarda yeniden bir araya topladığın için sana şükranlarımızı sunarız.'

(Devam edecek)