AKP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, milletin sıkıntılarının farkında olduklarını belirterek 'Vatandaşlarımız arasında dolaşan tebdil-i kıyafet ekiplerimiz üzerinden ciddi bir çalışma yürütüyor, raporluyor ve Genel Başkanımıza arz ediyoruz' deyiverdi.

Güler misin ağlar mısın...

Tebdil-i kıyafet eylediklerine göre, demek ki, tebdil ettikleri başka bir kıyafetleri var. Bol mücevherli, sırmadan işlemeli uzun etekli kıyafetler, kaftanlar giyiyor olmalılar. Muhtemelen sarayda, milletin ödediği vergilerin bol keseden harcandığı TRT dizilerini izliyorlar. Bol kılıç şakırdatmaları arasında Abdulhamit, Diriliş Ertuğrul, Barbaroslar, Alparslan vs dizilerine kendilerini kaptırmış vaziyette paralel evrende yaşıyorlar. Hatta, AKPgiller arasında sözkonusu tarih dizilerini izlerken kılıç kalkanla şaha kalkıp, ok atmak için hazır ola geçenlerin şaşkın görüntüleri de sosyal medyaya düştüğüne göre, hepten ayrı dünyaların insanlarıyız. İçinde mücevher takımlarının olduğu özel yapım camekanlarla görgüsüzce sergilenen zenginlik, lüks otellerdeki mevlitler, rezidanslar, ejder meyveli sofralar, İslami tatil köyleri, makam arabaları, uçaklar, gemicikler içinde insan neyi görebilir ki...

Hele bir de her ay emeklilere zam yapıldığını yazan Takvim gazetesi, her gün dünyanın bir yerini fetheden İbrahim Karagül'ün Yenişafak gazetesi, gerçeklerin üzerini örtmek için olmadık herzeler yiyen Milliyet, Hürriyet gibi yayınların sayfalarına bakılıyorsa yurdum insanının yaşadığı çileyi fark etmek kolay değil. Herhalde, duygu ve düşünce dünyası Osmanlıda kalmış olan bu zevat, sahiden de bizim bilmediğimiz anlayamadığımız biçimde, zaman içinde yolculuk yapıyor ve bu yolculukları çok çok uzun sürüyor. Girdikleri zaman tünelinin içinden arada bir başlarını çıkarıp baktıklarında da haliyle şaşırıyorlar.

Öyle olmasa, devletin her konuda elinde bulunan çarpıtılmış, üzerinde oynanmış istatistikler bile halkın yaşadığı ızdırabı anlamak için yeter de artar bile.

Akşam pazarları, ırgat meydanları, kahvehaneler, mesela başka bir şey bulamadığı için ha bire makarna yiyen halkın zirve yaptırdığı makarna tüketim rakamları, her 3 gençten birinin işsizliği, yetişmiş nüfusun Avrupa'ya gidebilmek için denedikleri olmadık yöntemler, kabaran icra dosyaları, ölüme mahkum edilen KHK'lılar, yurt bulamadığı için sokakta kalan öğrenciler, adalet bekleyen binlerce tutuklu ve hükümlü, görüşlerini ifade ettiği için içeriye tıkılan gazetecilerin doldurduğu cezaevleri, ilaç alamayan hastalar, itibarını kaybetmiş Milli Piyango, Kim Milyoner İster Yarışması'nda dağıtılan ödüllere bile çökmek isteyecek kadar azgınlaşmış bir açgözlülük, ödeyemediği faturalardan dolayı elektriği, suyu, doğalgazı kesilen yoksullar... Bunların hangisi AKP yönetimini ikna etmiyor da tebdil-i kıyafet giyme ihtiyacı doğuruyor?

Betona boğulan kentler, akmasına izin verilmeyen dereler, tahrip edilen doğa, yaşanmaz hale gelen hayat, gelecek kaygısı, düşmanlaştırma, nefret arzı...

Soma'da, Ermenek'te yüzlerce madencinin ölümünün, giderek artan iş cinayetlerinin bile açmadığı gözü ne açacak?

Beş duyusu da zevk ve şatafat içinde körelmiş, mutlak iktidar hazzı yaşayan bir yönetim, yaşadığı paralel evrenden çıkıp da tebdil-i kıyafetle çıplak gerçekleri görecek... 'Öyle mi alay komutanı?'