Şanlı geçmişlerine dalıp da Başkent'in güzide ekiplerinin şimdi içinde bulunduğu durumlara kahreden sevenlerine bir önerim var…
Tahammül etmeyelim ama sabredelim.
Biliyorsunuz sabretmek çözüm odaklıdır… Sabır, zor koşullar altında cesaret ve metanetini yitirmeme duygusudur. Tahammül etmek ise kaderciliktir… Tahammül ettiğinizde, boyun eğen tarafta yer alırsınız.
Bu saptamayı yapan ben değilim tabi ki. Bunun böyle olduğunu resmi bir dille açıklayan bir devlet kuruluşu…
Yani Türk Dil Kurumu…
Ankaragücü ve Gençlerbirliği'nin bugünkü durumuna ne kadar da uygun…
Ligin daha 3.haftasında alınan sonuçlara bakarak, görevdeki yönetimleri ve teknik ekibi haksız bir şekilde eleştirmek hatta daha ileriye gidip yargısız infaz yapmak kelimenin tam anlamıyla abesle iştigaldir.
Adamcağızlar ne yapsın, aldıkları takımlar, geçmişleriyle elbette ki çooook çok büyükler.
Ama bir de işin gerçeği var.
Göreve geldiklerinde bu çooook çok büyük kulüplerde sadece kocaman sıfırları olan borçlar ve içleri resmen boşaltılmış (Ankaragücü'nde 27, gençlerde ise 25 kişi gitmiş) kadrolar buldular.
Şimdi, bu kişiler, kulüplerin yönetimlerini almaya kalkıştıklarında durumu bilmiyorlar mıydı, diyeceksiniz.
Elbette ki işin vehametinin farkındaydılar. Ve çok kısa sürede yok edilmiş kadroları oluşturmak için öncelikle transfer tahtasını açmak için uğraştılar, sonra da sıfırdan takım kurdular. Kulüplerin finansman sorunları çözülmese de işler döndürülme noktasına getirdiler.
Allah aşkına düşünün, böyle koşullarda oluşturulmuş kadrolardan da hemen uyum sağlamak ve şampiyonluk mücadelesi yapmalarını istemek haksızlığın da ötesinde bir durum olmuyor mu?
Şimdi 3 haftada ne yapmış bu takımlarımız, kısa bir özet geçelim. Kısıtlı imkanlarla yaptıkları gençler ağırlıklı transferlerle oluşturulan yeni Gençlerbirliği, şu anda kayıpsız giden 3 takımdan ikisi olan Eyüp ve Manisa'ya yenilmiş, Adana deplasmanında da ilk puanını kazanmış…
Transfer yasağının ardından bir haftada oluşturulan bir takımla lige başlayan Ankaragücü ise deplasmanda Tuzla (7 puanlı) ile 1-1 kalmış ve kendisi gibi yeni kurulan Denizlispor'u 3-0 gibi net skorla hem de 50 dakika bir kişi eksik oynayarak geçmiş… Evinde ise Kocaelispor ile golsüz beraberlik elde etmiş. Yani 5 puana sahip ama eleştirilere bakıyoruz sanki kümeden düşmüş gibi eline kalemini alan salladıkça sallıyor. Kulüpleri için fedakarlık yapanlara hakaret ediyorlar
Efendim neymiş, bunlarla bu iş yürümezmiş, teknik ekip derhal gönderilmeliymiş…
Yazdıkça yazıyorlar…
Ama işin ucu onlara dokununca sus pus oluyorlar… Bir yemek fiyatına satılan kombineler satışta ama yüzlerine bakan yok, forma alan yok, maça giden yok ama iş eleştirmeye gelince herkes aslan kesiliyor.
Ben gerçek taraftarlara sesleniyorum.
Gelin bu darboğazları aşmak için gücümüz yettiğince destek olalım, hiç olmazsa maçlara gidelim. Alkışlarımızla onları teşvik edelim. Gencecik yetenekleri bir iki hatalarıyla yok etmeyelim.
Yardımcı olalım, tahammül etmeyelim ama mutlaka sabır gösterelim…
Ne demiş büyüklerimiz: 'Sabrın sonu selamettir.'