Hemen herkesin, bir şekilde yaşamına ortak olmuş ve unutamadığı masallar, şarkılar, türküler, filmler vardır…

Şiirler, romanlar…

Olmalı!

Çünkü insan, yaşamında unutulmaz sanat ürünleri ne kadarsa, o kadar insanlaşabilmiştir sanki…

Benim unutulmazlarımdandır 'Selvi Boylum Al Yazmalım'.

Alnında 'Aldırma Gönül' yazan o kırmızı kamyon… Ki sonra, bu yazının yerini 'Selvi Boylum' alacaktır. İstanbullu şoför İlyas… Kamyonunu arkadaşı, sevgilisi gibi seven, bundandır ki özene bezene kasasını lale motifleriyle bezeyen İlyas…

Ve mandoliniyle 'Bu tepe karlı tepe yaylalar oy / İndim su serpe serpe yaylalar' türküsünü söyleyen Cemşid.

Hep anımsamışımdır o filmi.

O filmin Asya'sı Türkan Şoray'ın iç sesiyle konuşmasındaki soruyu, o filmi anımsayarak elbette hep sormuşumdur kendime.

Tıpkı filmdeki gibi, 'coşkun akan dere'lere, 'sonbahar rüzgarıyla ürperen yapraklar'a, 'cama vurup dağılan yağmur damlası'na sorar gibi…

'Sevgi neydi?'

Ve kendime bu soruyu sorduğum her zaman Cahit Berkay'ın (*) bu film için yaptığı o güzelim besteyi de anımsarım. O ezgiyi duyar gibi olurum.

Duyarım yüreğimin derinlerinde dönen bir plakta…

***

Yalnızca benim değil, ne çok insanın unutulmazıdır o film.

Bir kuşağın falan değil üstelik… Kuşakların…

Ne zaman eş dost söyleşilerinde ansam, hemen herkesin anımsadığını görürüm. Yalnız eş dost söyleşilerinde mi? Sanat etkinliklerinde, söyleşilerimde andığım olmuştur da, bakarım salondaki hemen herkesin yüzünde anımsama ifadesini, hem de güzel anımsama ifadesini görürüm.

Nedir bu filmi unutulmaz kılan?

Cahit Berkay'ın da söylediği gibi, bu 'filmi unutulmaz yapan, sevgiyi çok naif bir şekilde işlemesi ve çok samimi bir film olması'ydı.

Sevgiyle daha bir güzelleşir gökyüzü, sevgiyle daha bir güzelleşir bereketli tarlalar, sevgiyle daha bir güzelleşir insan. Sevgiyle söylenen merhabalarla güzelleşir yaşam…

Budur Cengiz Aytmatov'un öyküsünün de, filmin de anlattığı…

'Sevgi emektir…' der Asya…

'Sevgi emektir' der o film…

'Sahip çıkan dost. Sıcak insan eli…'

Olayların akışıyla… Al yazmaya ince ince oya işlemek gibi işleyerek ayrıntıları…

***

Annenin çocuğuna sevgisinde emek var.

Babanın da…

Çocuğun annesine, babasına sevgisinde de…

Eşe, dosta, akrabaya, komşuya… Hiç tanımadığımız insanlara doğru genişleyen halka halka genişleyen…

Sevgide emek yok mu?

Yürekten duyuluyorsa…

***

Yarın bayram.

Ramazan Bayramı.

Annenize babanıza, konuza komşunuza, dünyanın ta öbür ucunda yaşayan ve yaşadığını bile bilmediğiniz insanlara, her gün dokunduğunuz kapı kolundan hiç bir gün görmeyeceğiniz kıtalarca ötedeki bir martı kanadına…

Sevgi uçurabililyor musunuz?

Böyle bir sevgiyi duyuyor musunuz yüreğinizde?

Ve emek veriyor musunuz bu sevgi için?

Yarın size bayram…

Hatta 'her gün bayram'!

________________

(*) Cahit Berkay son günlerde, Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği'nce (SESAM) verileceği duyurulan 'Türk Sinemasını Geçmişten Geleceğe Taşıyanlar' ödülünün geri alınmasıyla gündeme geldi. Peki, geri alınabilir mi kalplerdeki ödül? Binlerce insanın cep telefonu o müzikle çalıyor… Cep telefonundan kurduğu saat, o müzikle… Binlerce insan, 'Sevgi neydi?' sorusuna götüren müzikle uyanıyor güne…