Ankaragücü’ne bu sezon İstanbul pek yaramadı. Tam 5 kez çıktığı bu deplasmandan 3 yenilgi alırken sadece 2 beraberlik kotarabildi.
Son Başakşehir maçının ise çok farklı özellikleri vardı…
Bir kere yeni direktör Emre Belözoğlu’nun bu sezon başı dahil çalıştırdığı eski takımı olduğundan çok iyi tanıdığı bir rakipti. Bir tek kendisinin takıma aldırdığı fakat oynadığı 9 maçta sahada esamesi okunmayan Polonyalı futbolcu Piatek’in olağanüstü görüntüsü onu da epey şaşırtmıştır muhakkak.
Ayrıca Ankaragücü’ne rakip olduğu son 10 Süper lig maçını da kazanan Başakşehir’in psikolojik bir üstünlüğü de vardı. Bu kötü seriye de son vermek, beraberlikle de olsa Emre Hocaya nasip oldu.
Ankaragücü de farklı bir görünümdeydi. O çok arzulanan ofansif üstünlük, Başakşehir’e evinde atılan 3 gole karşın galibiyete yetmedi ama mükemmele yakındı. Bunda elbette ki Gambiyalı forvet Ali Sowe’un büyük katkısı vardı. Samsun maçında geçirdiği uzun bir sakatlık sürecinden sonra sahaya 1 golle dönen Sowe, geri dönüşünü, bu maçta da 1 gol ve 1 asistle pekiştirirken diğer gol pozisyonunun da hazırlayıcısı oldu. Kaptan Tolga Ciğerci, eski günlere dönme sinyalleri veren Efkan Bekiroğlu, Pedrinho ve Tasos da olumlu futbollarıyla katkı verdiler.
Takımın ofansif hattı ne kadar iyi işlediyse, savunma hattı o kadar aksadı. Galatasaray deplasmanında yaptığı kurtarışlarla rekorları altüst eden kaleci Bahadır Güngördü’ye ne oldu Allah aşkına… Kendisinden beklenmeyecek acemice çıkışlarla forvetinin çabalarını boşa çıkarması doğrusu ona hiç yakışmadı.
Sadece o mu kötüydü? Elbette ki hayır… Ona haftalardır kötü performansı ile dikkat çeken Hayrullah Bilazer eklendi. Sarı-lacivertli renklere gönül verenleri, Kitsiou’nun sakatlığının geçmesi için toplu dua seansına çıkaracak duruma getirdi. Bu ikiliye Matej Hanousek ile 2 stoper birden eklenince koca çınarın düştüğü durumu kafanızda canlandırın artık.
Başkent ekibinin ara transfer döneminde savunmaya takviye konusu ciddi bir şekilde masaya gelecek gibi görünüyor. Hem stoperler hem de bekler konusu, Emre Belözoğlu’nu bir hayli uğraştıracağa benziyor. Sorun sadece savunmanın takviyesi ile bitmiyor. Büyük umutlar ve paralar ödenerek alınan Morutan ile Garry Rodrigues’in durumları da ortada. Zaten, teknik direktör de Ankaragücü tarihinin en pahalı transferi Morutan konusundaki düşüncesi de onu ilk 11’e koymayarak apaçık ortaya koyuyor.
Bir de Cephas konusu var ki o da Emre Belözoğlu’nun özel ilgisine muhtaç… Biraz araştırılsa memleketlisi rekortmen sprinter Usain Bolt ile mutlaka bir akrabalığı çıkacak olan Cehphas’ın bu muhteşem süratini, Ankaragücü’nün yararına geliştirmek, özellikle deplasmanlarda çok büyük yarar sağlayacak.
Bana göre Başakşehir- Ankaragücü maçının hem yüksek seyir zevki hem de bol gollü geçmesinin bir diğer nedeni hakemin oyunda kendisini unutturmasıydı. Rahmetle anıyorum hakem hocası Bülent Yavuz, seminerlerde hep şunu derdi, “Oyunda kendini unutturan hakem en başarılı hakemdir” sözünü hakem Çağdaş Altay’a yakıştırıyordum ki iyi dediğimiz 40 gün yaşamıyor misali 81.dakikada Ankaragücü’nün bir penaltısı verilmedi. Cephas’ın süratle ceza alanına girişinde tehlikeyi hisseden Duarte, Jamaikalı oyuncuya iki ayağı ile birden daldı. Bu faulü, top ayaktan çıktı gerekçesiyle değerlendirmeyen hakeme, o arada herhalde uykuya daldığı için incelemeye almayan VAR da uyarmadığı için pozisyon es geçildi. Olan da Ankaragücü’nün galibiyetine oldu.