Dijital çağın sunduğu sınırsız bağlantı imkanlarına rağmen, toplumsal yalnızlık giderek daha görünür hale geliyor. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Esra Atalay, sosyal medyada yüzlerce, hatta binlerce kişilik arkadaş listelerine sahip olmanın, gerçek dostlukların yerini doldurmadığını belirtti.
Toplu taşıma araçlarında yan yana oturan bireylerin başlarını telefonlarından kaldırmaması ya da kafede aynı masada oturan insanların birbirleriyle değil ekranlarıyla iletişim kurması, bu dönüşümün en belirgin sembolleri arasında yer alıyor. Atalay, günümüz insanının en büyük çelişkilerinden biri olan “kalabalık yalnızlık” olgusunun giderek derinleştiğini söyledi.
“Yüz yüze sohbetler lüks haline geldi”
Modern insanın zaman ve enerjisinin “hız çağının” talepleriyle tükendiğini belirten Prof. Dr. Atalay, sosyal ilişkilerin ikinci plana itildiğine dikkat çekti.
“Atalay, ‘Bir kahve eşliğinde gerçekleştirilecek yarım saatlik bir sohbet bile günümüz insanının sürekli ertelediği bir lüks haline geldi’ ifadelerini kullandı.”
Sosyal medya üzerinden sürdürülen ilişkilerin kısa vadede sosyallik hissi yaratsa da uzun vadede yalnızlığı derinleştirdiğini vurgulayan Atalay, “Paylaşım sayıları artarken insanların sıkıntıya düştüğünde arayabileceği kişi sayısı azalıyor. Bu durum, yalnızlığın psikolojik olduğu kadar toplumsal bir sorun olduğunu gösteriyor” dedi.
“Toplumsal değişim bütün kuşakları sarıyor”
Yalnızlığın sadece gençleri değil, her yaştan bireyi etkilediğini belirten Atalay, “İnternetsiz yıllar geçirmiş kuşaklarda bile sosyal medya bağımlılığı artmış durumda. Komşuluk ilişkilerinin yerini kimliği bile bilinmeyen apartman sakinleri alıyor. Bu da toplumsal dayanışmayı zayıflatıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Sosyal izolasyonun sadece psikolojik değil, fiziksel sağlık üzerinde de olumsuz etkileri olduğuna değinen Atalay, İngiltere ve Japonya’da yalnızlıkla mücadele için özel bakanlıklar kurulmasının, konunun küresel boyutunu gözler önüne serdiğini söyledi.
“Gerçek ilişkilerin adresi hâlâ yan yana olmak”
Sosyal medya araçlarının iletişim açısından avantajlar sunduğunu da belirten Prof. Dr. Atalay, dijital platformların yüz yüze kurulan bağların yerini dolduramayacağını vurguladı.
“İnsan doğası, göz teması kurmaya, duygularını paylaşmaya ve fiziksel yakınlığa ihtiyaç duyar. Bildirim sesleri, gerçek bir dostun sesinin yerini asla tutmaz. Gerçek dostluklar hâlâ yüz yüze kuruluyor” dedi.




