Fenerbahçe- Beşiktaş maçında çıkan olaylar nedeniyle hakem Mete Kalkavan tarafından tatil edilen mücadeleyle ilgili karar yarın Futbol Federasyonu tarafından açıklanacak…

Karar ne olabilir?

Kamuoyunca büyük bir merakla bekleniyor bu sorunun yanıtı…

Federasyonun, “salt hakem ve gözlemci raporlarına'' dayanarak karar vermesi halinde, yürürlükteki yönetmelik devreye sokulmuş olacak ve F.Bahçe 3- 0 yenik sayılacak.

Büyük olasılıkla Sarı Lacivertli kulübe ayrıca saha kapatma cezası da verilecek. Bu kararlar sonucunda, F.Bahçe kupadan elenirken, Beşiktaş finale yükselmiş olacak.
Böyle mi olacak gerçekten karar?

“Hayır'' diyenlerin seslerini duyar gibi oluyorum.

Çünkü, stattaki olayların “organize olmuş kişiler tarafından'' çıkarıldığına dair iddialar seslendirildi.

Bu durumda, stattaki olayların belli gruplarca çıkarıldığı ve "Kumpas" amaçlı yapıldığı, göz altına alınan seyircilerin ifadeleri ve bulunacak diğer kanıtlarla tespit edilirse, müsabakanın kaldığı yerden oynanmasına karar verilecek.

Yani, iş arap saçına dönmüş durumda!

Beşiktaş cephesi, “Nizami golümüz yanlış ofsayt kararıyla verilmedi. En deneyimli futbolcumuz kırmızı kartla oyundan atıldı; eksik bırakıldık. Korneri atmaya giden oyuncularımıza yabancı maddeler fırlatıldı, doğru dürüst korner kullanamadık. Yedek bankındaki kalecimize tribünden ana avrat küfredildi. Atılan maddeler yüzünden hocamızın başına 5 dikiş atıldı. Mağdur olan biziz, ama F.Bahçe yönetimi bizi suçluyor. Bu nasıl mantık?'' derken, Fenerbahçe cephesi, “2- 2’lik skor avantajımız varken, maçın daha başından itibaren bazı tribünlerden yapılan hareketlerin mantıklı izahı olabilir mi? Bize karşı bir kumpas kurulduğu ortada. Önümüz kesilmek isteniyor. Kimsenin bizi mağdur etmesine izin vermeyeceğiz. Federasyonun, olayların kumpas olduğu gerçeğini dikkat ederek makul bir karar alacağını düşünüyoruz'' görüşünde…


TARTIŞMALAR BİTMEZ!
Federasyonun kararı, “müsabakanın kaldığı yerden devam edeceği'' şeklinde çıksa da, “F.Bahçe 3- 0 hükmen mağlup'' ilan edilse de, bu maçla ilgili tartışmalar bitmeyecek.

Hatta giderek artan bir yoğunlukta devam edecek.

Çünkü insanlarımız büyük bir bölümü, özellikte spor sorunlarında gerçekçi ve mantıklı değerlendirmelerden uzaklaşıyor, “yoğun fanatizm krizine'' tutuluyorlar!

Bu fanatizm maalesef sadece taraftarlar bazında kalmıyor…

Kulüpler, bazı kurumlar ve mesleki ilkeleri “Tarafsızlık'' olan gazeteciler bile fanatik hezeyanlar içinde olabiliyorlar.

Her kafadan bir ses çıkınca da toplumun kafası karışıyor!

Çok net olan durumlarda bile suç- ceza ilişkisine gerçekçi yaklaşmak mümkün olamayabiliyor!

İşte bugünkü durum, tam da bu!

Federasyon çok büyük bir sıkıntı ve ikilem içinde…

Oysa her şey net biçimde ortada.

Hakem, gözlemci ve temsilcilerin raporları belli…

Mevcut yasal düzenlemeler ve yönetmelikler federasyonun önünde duruyor.

Orada, “neye, nasıl ceza verileceği'' açık biçimde yazıyor!

Yapılacak şey, yasal hükümleri uygulamak…

Ama yapamıyoruz; birilerinin ağzının içine bakıyoruz…

Bizdeki sorun bu…

Bu durumda, yasaların, yönetmeliklerin, kuralların pek de manası kalmıyor!

Bu arada, UEFA'nın kumpas iddialarını çok gerçekçi bulmaması ve kararın siyasi müdahaleler nedeniyle alınmış olabileceği kanaatine varması durumunda, yetkili kurullarını devreye sokma ihtimalinin bulunduğu da bir gerçek.
Siyasi müdahalelere karşı son derece hassas olan UEFA'nın bu konuda “geçmişte bir çok ülkeye'' yaptırım uyguladığı biliniyor.
UEFA, o ülkenin Milli takımları ve kulüp takımlarına uluslararası organizasyonlara kısa ya da uzun süreli katılım yasağı koyabildiği gibi, ülkenin UEFA üyeliğini de askıya alabiliyor. Kararın düzeltilmemesi veya benzer kararların daha sonra da alınması halinde o ülke UEFA'dan ihraç edilebiliyor.

Al başına belayı!