Artık yazmaktan yorulduk, söylemekten dilimizde gerçekten tüy bitti.

Cumhuriyetimizle yaşıt bu güzide kulübümüzün içine düşürüldüğü durum ortada... Düşürenlere de 'Her insan yaşattığını yaşar' deyimini de hatırlatmaktan büyük zevk duyuyor ve bunun da çok çabuk gerçekleşmesini diliyorum.

Bu arada başta Büyükşehir Belediyesi ve diğer İlçe Belediyeleri olmak üzere başkentin tüm kurum ve kuruluşlarına Ankara'nın bu önemli değerinin içinde bulunduğu kötü durum için bu kadar duyarsız kalmalarını şiddetle kınıyorum…

Gençlerbirliği için kılını bile kıpırdatmayan, bu kulüpten yıllarca maddi ve manevi olarak nemalanmışlara da yazıklar olsun diyorum.

Yetiştiği ve geliştiği kulübüne karşı aidiyet duygusuyla psikolojik olarak çok ağır bir yükün altına giren Teknik Direktör Metin Diyadin ile büyük çoğunluğu (24 kişilik kadrodan 18'i) altyapıdan gelen futbolcularla Gençlerbirliği için bir onur mücadelesine girmelerini ayakta alkışlamak gerekir diye düşünüyorum.

Toplamda 2,5 milyon euroluk transfer yasağının kaldırılmaması yüzünden 10-12 kişilik nispeten deneyimli bir avuç futbolcu ve altyapıdan gelen deneyimsizlerle ayakta kalma mücadelesi veren, güçlü kadrolar karşısında direne direne kazanmaya çalışan Diyadin Hoca ve talebelerinin başarısını, tüm bu duyarsızlığı gösterenlere 'Alayına gider' olarak değerlendiriyorum.

YETKİ İSTEMLİ GENEL KURUL, NEDEN SEÇİMLİYE DÖNÜŞTÜ

Göztepe maçı öncesi Kırmız-siyahlılarda bir kriz yaşandı. Futbolcuların peşinatlarının ödenmemesi konusunda Başkan Talip Çankırı ile görüşen Metin Diyadin'in bu sorunun mutlaka çözümlenmesi konusunda tavır koyması üzerine durum, eski Başkan Niyazi Akdaş'ın devreye girmesine kadar gitti. Kendisine çok değer veren ve saygı duyan Diyadin hocaya futbolcuların alacaklarını ödeme sözü veren eski Başkan Niyazi Akdaş, çözüm için yine elini cebine atarak, bu sorunu ortadan kaldırdı. Alacaklarının yarısının ödenmesi ve geri kalanların da ödenmesi için söz verilmesi, futbolcuların morallerini yükseltti ve bu Göztepe maçına bu moral motivasyonla çıkıldı.

Murat Cavcav'dan adeta enkaz devralan ve icra batağındaki kulübün darmadağın olmasını cebinden 40 milyon TL vererek engelleyen Niyazi Akdaş, takımın ligde kalmasını da sağlamamıştı. Buna karşın yeni sezon için yeterli desteği görememesi üzerine genel kurula saatler kala adaylıktan vazgeçmiş ve kendi yönetimindeki Talip Çankırı'yı desteklemişti. Ancak öncelikli olarak transfer yasağının kaldırılması konusunda her kapıyı çalan Çankırı ve yönetimi; yeterli yardımı sağlayamadığı gibi, Gençlerbirliği'ni terk etmeyerek başarı için canla başla mücadele eden futbolcuların alacaklarını da ödeyemedi.

Yönetimin kulüp mal varlıkları konusunda yetki alınması için 18 Eylül'de, çoğunluk sağlanamaması durumunda da 25 Eylül'deki olağanüstü genel kurulun seçimli olarak yapılma kararı ve son gelişmeler, Niyazi Akdaş'ın yeniden elini taşın altına koyarak başkanlığa dönüş harekatı olarak değerlendirildi.