Aslında bunun tek yanıtı yok ! Ne var ki,ne geldiğimiz yeri hatırlıyoruz, ne de gideceğimiz yeri : Bir hay huy içindeyiz…
Neden derseniz? Ne geldiğimiz yeri hazmedebiliyoruz; sadece günü birlik yaşıyoruz, bildiğimizden de asla şaşmıyoruz.
Mesela: ' Seçenler değişmediği için, seçilenleri de değiştiremiyoruz…
*
'İKİ ÖKSÜZ'DÜLER
Babam 7 yaşındayken öksüz kalmış; anam da öyle, o da öksüz. İkisi birbirine eş olmuşlar. Anam, 18, babam 14 yaşında imiş. Anacığım, bana 'Onu ben büyüttüm ' derdi.Aydın Hatipoğlu, ''ANASIZ'' isimli şiirinde şöyle diyor:
'Bu bahar hüzünle açıyor çiçeklerini bademler / Japon gülleri mahzun/ Karanlık yapraklarına sarınıyor sarmaşıklar /Kırlangıçlar terk eylemiş yuvayı/ Öksüz bir seccade gibi şimdi gökyüzü /bulutlar almış gidiyor beyaz yemenisini/ ot bürümüş bahçesini anamın/ Bu bahar onsuz yaşanacak Anasız'. Babamdan ayrı yerde gömütü…Onlarsız ben de öksüzüm artık.Bülbüllerin çilediği bahçemiz de yok.
*
AŞKIN HALLERİ
Âşıkın gözü kör olurmuş, doğrudur. Evlenirse açılır; kavuşamaz ise badem gözlü olur.Öz ağlamaz ise, göz ağlamazmış. Şıpsevdilerse, zaten karalar bağlamazmış…
*
FARKLI YAŞAM ÖYKÜLERİ
Şair şöyle diyor: 'Her bir yaşam öyküsü, başka yaşam öykülerinin parçacıklarından oluşur' muş… Yaşamın gizi, yılların izi ayrıntılarda gizlidir' diyene de hak vermek gerekiyor değil mi?
*
ÇOCUKLAR BÜYÜSÜN HELE !
Böyle diyerek büyüttük çocuklarımızı. Şimdilerde ise ' torunlar büyüsün hele ' diyerek onlara bağladık umutlarımızı.
Yazar Demirtaş Ceyhun şöyle yazmış: ' İnsanoğlu,sadece insan soyunun sürdürülmesi
için mi böyle dört elle sarılır yaşama? Kimi zaman bilincine varamadan? İçgüdüyle…'
Çoğumuzdaki mantalite bu değil midir sizce de? Belki de toplumsal çalkantılarımızın temelinde yatan da budur.
Çünkü, her şey insanla başlıyor, insan insana eklene eklene sosyalleşerek toplum oluyor ve insanda bitiyor her şey…
*
EVİN HALLERİ …
Devrek Postası'nda bu başlık adı altında bir yazı yazmıştım.Konusunu Necatigil'in ''Evin Halleri'' şiirinden yola çıkarak anlattım .Gazete dağıtıldıktan sonra özellikle hanım okurlarım telefon ederek :''Mustafa Bey evin yalın hali böyleyse diğer hallerinden de haberler verin bize diye sitem ettiler.'' Matbaaya gittim dizgici çocuk ''İ'' halini ''İYİ''ye çevirmiş.İşte o İYİ hali:'' Evin yalın hali /İster cüce ,ister dev/Camlarında Perde yok/Bomboş ,ev idi./Evin –i hali,sabah,/ Geciktiniz haydi!/ Uykuların tatlandığı sularda/ Bırakacaksınız evi…
Diğer halleri şiiri okuyarak anlamlandırabilirsiniz.Düşünürüm ki ;Behçet Necatigil öğretmenimin ''ARADA'' adlı şiiri benim düşüncelerimi derin bir biçimde doğruluyor.Şiirin yazıldığı yılları göz önüne alırsak bugünü anlatacak şair bulamayız.Necatigil ''Evler Şairi'' olarak bilinir ise de.Ama o :asıl evler şairi Ziya Osman Saba'dır diyerek'' tevazu gösterir.Bu saptamamı şairin ''Geçmiş Zaman ''adlı şiir kitabını okuduğunuzda umuyorum beni doğrulayacaksınız