Gençlerbirliği, son haftalarda çizdiği inişli- çıkışlı grafiğiyle yeniden dikkatleri üzerine topladı. Ancak son çıkışı birkaç açıdan çok önemliydi. Galibiyet serisinin 3'e çıkmasıyla alınan 9 puan ligin dibindeki takımlarla aradaki makasın açılması kadar, altyapıdan gelen 6 futbolcunun takımda oynaması ve son zamanlarda maruz kaldığı hakem hatalarının artarak sürmesine rağmen, rakipleri kadar hakemleri de yenmek zorunda kalmaları Kırmızı- karalar için oldukça anlamlıydı.

İçi boşaltılmış, sırtına çok büyük bir borç kamburu yüklenmiş bir şekilde sezon başında yeni yönetime devredilen Başkent ekibi, maddi imkansızlıklar nedeniyle çok zor şartlarda oluşturduğu dar kadrosuyla adeta bir yaşam savaşı veriyor.

Geç oluşturulduğu için de yeterli bir hazırlık dönemi geçiremeyen Kırmızı- karalar, bu geçiş dönemini ancak kulüp için fedakarlık yapacak, elini taşın altına koyacak, alınacak olası başarısız sonuçlara karşı göğsünü siper edecek cesarette biriyle yapabilirdi.

O da bu takımda kendini bulan ve genç yaşında kaptanlığa yükselmiş biri olan Metin Diyadin oldu. Doğrusu yeniden yapılandırmada; gençleri hazırlamak ve korkusuzca takıma monte edecek ki bu konuda uzman sayılan, aynı zamanda elindekileri de en doğru şekilde kullanacak en iyi isimdi…

İlk 4 haftada alınan 3 yenilgi ve bir beraberlik oldukça moral bozukluğu yaratmıştı. Ancak bir yandan takımı maddi darboğazdan kurtarmak için her türlü fedakarlığı yapan Başkan Niyazi Akdaş ve yönetimi, diğer yandan da Metin Diyadin'in arkasında durarak eleştirileri hep birlikte göğüslediler.

Kötü başlangıcın ardından 5 haftalık bir çıkış yakalayan Gençlerbirliği, 4 galibiyet ve bir beraberlik alarak topladığı 10 puanla yeniden hayata döndü. Ancak bu kez de dar kadro nedeniyle sakat ve cezalı futbolcuların fazlalığının yanı sıra yabancı oyuncuların anlaşılmaz bir şekilde isteksizliği 3 maçlık bir yenilgi serisine neden oldu.

Şanssızlık bir türlü Gençlerin peşini bırakmıyordu. Bir yandan sakatlık ve cezalıların sayısı artarken, diğer yandan menajerlerin temsilcisi oldukları futbolcuların akıllarını karıştırmaları sonucu yaşanan sıkıntıların sürerken, genç yeteneklere de şans verilmesi zorunlu hale geldi. Aksel Aktaş, Eleke ve Sandro Lima gibi aslarından yoksun Başkent ekibinde ilk 11'de alt yapıdan gelen 6 futbolcunun (Übeyd Adıyaman, Arda Kızıldağ, Ömürcan Artar, Metehan Mert, Musa Şahindere ve Gökhan Altıparmak) takımları için mücadele etmeleri hem önemli hem de en dikkat çekici olayıydı. Ayrıca esame listesindeki 4 oyuncu daha alt yapıdan gelen isimlerdi. İşte bu Gençlerbirliği'nin kurtuluşu için atılmış en büyük adımdır.

Tüm sıkıntılarına karşın Gençlerbirliği'nin altetmesi gereken başka faktörler de var. Geçen hafta Bandırma deplasmanında hakem Murat Erdoğan'ın rakibe ikram ettiği 2 penaltıyla yaşanan facia, maalesef Denizli maçında da etkisini gösterdi. Denizli maçında Alper Çetin'in aleyhteki düdükleri başroldeydi. Gençlerbirliği'nin sayılmayan bir nizami gol ve verilmeyen net bir penaltı pozisyonlarına rağmen rakip kadar, hakemlerin direncini de kırarak bu maçtan da 3 puanla ayrılması inanılmaz bir olaydır.

Maçın teknik analizine gelince… Denizlispor, Bursa'yı -2-0'la geçen ve ligin iddialı ekiplerinden Bandırma'yı da deplasmanda hakeme rağmen 2-1'lik skorla yenen Gençlerbirliği mücadelesi için Eryaman'a bir puanı amaçlayarak gelmişti. 5'li savunması çakılı oynuyordu. Bu anlayıştaki bir takıma karşı pozisyon yaratmak gerçekten kolay değildi. Düşünün; Gençlerin o kadar baskıya rağmen ilk yarıdaki biri isabetli 7 şutuna karşı Konuk takım bir şut bile bulamadı. İlk şutunu ancak 57. Mayi ile çekebildi. Başkent ekibinin toplamda 6'sı isabetli 14 şutuna, 11'i isabetli 36 ortasına ve 10 kornerine karşın Denizli'nin istatistikleri yerlerde sürünüyordu. Uzatmalarla beraber 104 dakika oynanan müsabakayı isabetsiz 2 şut, 4 orta ve 3 korner ile tamamlayabildi.

İşte maça damga vuran anlar;

45+6.dakikada Kerem Can'ın faul atışıyla oluşan karambolde son olarak Barış Alıcı'nın topu ağlara göndermesini hakem Alper Çetin faul gerekçesiyle golü iptal etti ama faulü yapan kişi tarihe bir sır olarak geçti. Çünkü ortada bu nizami golü iptal ettirecek faul eylemi gerçekleşmedi.

53.dakikada Ömürcan'ın şutunda Oğuz Yılmaz ceza alanı içinde topa elle müdahale etti. Hakem düdüğü ağzına götürdü ama çalmaktan vazgeçti. Gençlerbirliği yedek kulübesi ve futbolcuları uzun süre itiraz etti ama penaltı verilmedi.

88.dakikada ise Gençlerbirliği'ne 6 puan değerindeki galibiyeti getiren gol geldi. LuaLua'nın sıfıra inip geriye çıkardığı topu Metehan Mert bir kafa vuruşuyla ağlara gönderdi.

KEÇİÖRENGÜCÜ'DEN MÜTHİŞ ÇIKIŞ

Başkent'i 1. Ligde temsil eden bir diğer takım da Keçiörengücü; Taner Taşkın'ın göreve gelmesiyle çok güçlü rakipler karşısında elde edilen galibiyetlerle müthiş bir çıkış yakaladı. 7 Haftadır görev yapan Taşkın, 4 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 yenilgi alıp puanını 17'ye çıkardı. Bu sezon 4 takımın düşeceği 1. ligde Keçiörengücü çıkışına rağmen henüz tehlike hattının üzerine çıkamadı ama 14 ve 15.sıradaki Bursaspor ve Manisa takımlarıyla puan farkını 1'e indirdi. Başkent ekibi, henüz 4.dakikadasında 1-0 öne geçtiği son Bandırma maçının 20.dakikasında da Fatih Solmaz'ın ayağından penaltı kaçırdı. 2-1 yenik duruma düştüğü rakibi karşısında 89 ve 90.dakikalarda bulduğu gollerle, gitti denilen puanları geri almayı başardı.